Fevzi ÖZTÜRK

PENCEREM

Değerlere önem vermek

Kurallara uymamakta üzerimize yok, hele trafikte kuralları hiçe sayıp, herkesin önüne geçmeye çalışmak, emniyet şeridinden herkesi sağlamak, eğer yol uygunsa kırmızı ışığı hiçe saymak en büyük meziyetimiz.
Çünkü bize açıkgözlülük öğretildi, kurallara uymak değil… Çünkü bize kısa zamanda köşe dönmenin önemi öğretildi, değerlerimize sahip çıkmak değil…
İzin verirseniz size bilinen bir hikaye yi tekrar anlatayım:
“11 yaşındaydı ve New Hampshire Gölü’ nün ortasındaki adada evlerinde eline fırsat geçtiği an balığa giderdi…
Levrek avı yasağının başlamasından bir gün önce, babasıyla akşamın ilk saatlerinde küçük güneş balıklarından yakaladı. Sonra oltasına yem takıp, oltayı fırlatma talimi yaptı. Oltasının hızla çekildiğini hissedince büyük bir balık geldiğini anladı. Babası, onun balığı çekişini hayranlıkla izledi. Çocuk sonunda yorgun düşen balığı sudan çıkardı. O güne kadar gördüğü en büyük balıktı, bir levrek; ama av yasağı ya başlamış ya da başlamak üzereydi…
Baba-oğul güzelim balığa baktılar, pulları ay ışığında ışıl ışıl parlıyordu. Babası bir kibrit yakıp saatine baktı. Saat 10’ u beş geçiyordu. Av yasağı başlayalı birkaç dakika olmuştu.
Önce balığa ve sonra oğluna baktı.
‘Suya geri bırakman gerekiyor, oğlum’ dedi.
‘Ama baba!’ diye itiraz etti çocuk ağlamaklı bir sesle.
‘Başka balıklar da var’ dedi babası.
‘Ama hiçbiri bunun kadar büyük değil’ dedi çocuk.
Göle şöyle bir göz attı. Hiç balıkçı teknesi yoktu. Babasının yüzüne baktı bu kez.
Kendilerini hiç kimsenin görmemiş olmasına karşın babasının sesinden bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğini anlamıştı. Oltanın ucunu balığın ağzından çekti ve balığı gölün karanlık sularına bıraktı. Balık suya düşer düşmez, şöyle çırpındı ve gözden kayboldu. Çocuk bir daha bu kadar büyük bir balık tutamayacağından emindi…
Bu olay, bundan tam 34 yıl önce oldu. Bugün o çocuk New York’ un ünlü mimarlarındandır. Babasının küçük evi hala o adadadır.
Oğlunu ve kızlarını hala o adadaki küçük eve balık tutmaya götürür.
Çocuk bir daha o kadar büyük bir balık tutamadı. Fakat “değerler” konusunda bir ikilem yaşadığı zaman hep o balığı gözünün önüne getirdi.
Babasında öğrendiği gibi “değerler” doğru ile yanlışın ne olduğu konusunda çok basit bir konudur. Güç olan yalnızca değerlerin uygulanabilmesidir.”
Birileri görmediği zaman da doğru olanı yapabiliyor muyuz? Evet, küçüklüğümüzde bizlere balığı suya geri bırakmak öğretilseydi, doğru olanı yapabilirdik.
Çünkü gerçeğin ve doğrunun ne olduğunu öğrenmiş olurduk.
Doğru olanı yapma kararı, belleklerimizdeki canlılığını hiçbir zaman yitirmez.
Böyle bir anıyı dostlarımıza ve torunlarımıza göğsümüz kabara kabara anlatırız. Fırsatlardan yararlanmak değil, doğru olanı yapmaktır önemli olan.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ