YOBÜ REKTÖR YARDIMCISI YILMAZ TV’DE KENEVİRİ ANLATTI
Rektör Yardımcısı ve Kenevir Araştırmaları Koordinatörü Prof. Dr. Güngör Yılmaz, AGRO TV’de Galip Umut Özdil’in moderatörlüğünde sunulan “Gerçek Boyut” adlı programın canlı yayın konuğu oldu.
Programda, Prof. Dr. Güngör Yılmaz “Mucizevi Ürün Kenevir, Kenevir Tarımı Neden Önemli, Yerli ve Milli Kenevir Çeşitleri ” konularında detaylı bilgiler aktardı.
Kenevirin Asya orjinli ve dünyanın kadim bitkileri arasında yer aldığını, Anadolu’da da geçmişte yaygın bir şekilde üretildiğini, son zamanlarda stratejik bir tarım ürünü olarak ülke gündemine geldiğini belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güngör Yılmaz, tekstilden otomobil sektörüne, inşaat malzemelerinden kozmetik ürünlere, biyokütle yoluyla enerji sektöründen gıda sanayine kadar birçok kullanım alanı bulunan endüstriyel kenevirin ekonomiye kazandırılması ile ilgili YÖK tarafından Yozgat Bozok Üniversitesi’ne İhtisas Üniversitesi beratının verildiğini ve Kenevir Araştırma Enstitüsü kurularak 7 araştırma grubu ile 100´ün üzerinde akademisyen tarafından bilimsel çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.
Endüstriyel kenevirin çok farklı kategorilerde binlerce kullanım alanının olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, kenevirin kökünden, sapından, yapraklarından, tohumlarından faydalanılarak yapılan ürünler arasında kâğıt, kumaş, yapı malzemeleri, plastik gibi endüstriyel ürünler, yemeklik yağ, un, krem, günümüzde çok popüler CBD yağı gibi gıda kozmetik gibi ürünler elde edildiğine dikkat çekti.
Dünyada tekstil ihtiyacının başta kenevir olmak üzere keten yün ve ipek gibi doğal kaynaklı liflerden karşılandığını belirten Yılmaz, “zaman içerisinde sanayi devrimi ile birlikte tekstil sektöründeki modern ve teknolojik makineler geliştirildikçe pamuk daha geniş alanlarda üretilir ve sanayide kullanılabilir hale geldi. Aynı hızla kenevir gelişemedi. Kenevirin uyuşturucu özelliği taşıması bu bitkinin dışarıda kalmasına ve sorunlu bir bitki olarak görülmesine sebebiyet verdi. Bundan dolayı kenevir ihmal edilir hale geldi” dedi. Prof. Dr. Yılmaz konuşmasının devamında şunları söyledi: “Kenevir ile alakalı dünyanın çeşitli ülkelerinde yasaklamalar söz konusu oldu. Bir taraftan yaygın kullanım olurken diğer taraftan da yasaklamalara şahit olduk. Bizim ülkemizde tarihin hiçbir döneminde ne Selçuklu, ne de Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nde kenevir hiçbir zaman tamamen yasaklanmamıştır. Kenevirden uyuşturucu, esrar elde etmek amacıyla yetiştiriciliği yasaklanmıştır. Kenevir, pamukla rekabet etme şansı olmadığı ve lif teknolojisi gelişmediği, çok hızlı şekilde sanayi mamulüne dönüştürülemediği için geliştirilemedi. Kenevir bitkisinin kökünden sapına, lifinden yaprağına, çiçeğinden tohumuna hiç bir kısmı dışarıda kalmayacak şekilde değerlendirebilen bir bitki. Değişik sanayi sektörlerini destekleyen onlara hammadde teşkil edebilecek vasıflara haiz olan bir bitki. Birçok sektörde hammadde olarak kullanılan kenevirin üretiminin artırılması ve yaygınlaşması ülkemiz açısından büyük önem taşıyor. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kenevir Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen yerli ve milli kenevir olma özelliğine sahip “Narlı” ve “Vezir”, Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumu oldu. Türkiye’nin ilk ve yerli milli kenevir olma özelliği taşıyan Narlı ve Vezir kenevir tohumuna tescil belgesi verildi. Kenevire dayalı sanayinin kurulması ve geliştirilmesi ile kenevir bitkisinin hak ettiği yere gelecektir. Sanayisi gelişmeyen hiç bir ürünün tarımı da gelişmez.”
Kenevir sektörünü ayağa kaldırabilmek için öncelikle mevzuat engelinin kaldırılması gerektiğini ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz: “Şu anda hâlâ ciddi bir mevzuat engeli ile karşı karşıyayız. Bu hem kanun düzeyinde hem de mevzuat düzeyinde böyle.
Dünyada medikal sektöründe bu anlamda çok ciddi gelişmeler var. Bu noktada kenevir üretimi için gerekli mevzuat oluşturulamadığı için mesafe alınamamaktadır. Medikal amaçlı üretimin de önünü açmamız için öncelikli olarak yasal mevzuat engelini aşmamız gerekiyor.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
