Ali GÜLDEN

HAFTADA BİR

NİMETLERİ BİLİNÇLİ KULLANMAK


Sahip olduğumuz hiçbir nimet gelişi güzel yaratılmamış (Al-i İmran, 3/191) aksine külli bir iradenin meyvesi olarak bir amaca dönük, belli bir ölçü ve denge ile var edilmiştir. (Rahman;7,8,9)  Aynı zamanda yeryüzündeki her şey “Yeryüzündekilerin tümünü sizin için yaratan odur…”(Bakara,2/29) hükmü gereği insan için var edilmiştir.

Dinimizde canlılar başta olmak üzere bütün varlıklar, Allah Teala’nın (c.c.) kudret, ilim ve iradesinin  birer eseri olmaları sebebiyle saygıdeğer kabul edilmiştir. Bizler, istifademize sunulan bu nimetleri kullanma şeklimiz ve onlara karşı sergilediğimiz tutum ve davranışlarla imtihan halindeyiz. Bunun yanında aldığımız her nefesle tükettiğimiz hayatımız başta olmak üzere, dünyadaki hiçbir nimette sonsuz ve sınırsız değildir. Oysaki bu nimetlerden çok azının kullanımı, fertlerle sınırlı tutulmuş büyük bir bölümü ise insanlığın ortak kullanımı için var edilmiştir. Bilhassa bizim  ve bizden sonrakilerin kullanımı için ortak yaratılmış bu ikinci kısım nimetlerin doğru ve yerinde kullanımındaki sorumluluk ise çok daha fazladır. Zira bunlar üzerinde bizden sonraki nesillerin de hakları vardır. Bu durumun dikkate alınmaması, onların haklarının gasbı  anlamına gelecektir.   

Günümüzde bu nimetlerden özellikle ikisi daha çok önem kazanmış ve mücadelede bunlar üzerinde sürmektedir. Bunlar su ve enerjidir. Gerek dar alanda çevremizde ve gerekse de geniş alanda dünyadaki  birçok problem ve mücadelenin temelinde, bu iki kaynağa sahip olma veya hükmetme çabasının yattığı görülmektedir. İslam coğrafyasının büyük bölümünde, yeterli miktarda bulunan bu nimetlerin değerinin, Müslümanlar tarafından yeterince fark edildiğini ve yerli yerince kullanıldığını söylemekte mümkün gözükmemektedir. Sahip olduğumuz bir çok nimette olduğu gibi bunlarda da israf ve bilinçsiz tüketim yaygındır.  Bu bilinçsiz kullanımda,  bu nimetler üzerinde emeğimizin az olmasının ve bunların dünyada hazır bulduğumuz nimetlerden olmasının payı da vardır. İnsanların reklam ve iletişim araçları yoluyla sürekli olarak her alanda  hesapsız ve bilinçsiz bir tüketime teşvik edilmeleri, gün geçtikçe sorunları büyütmekte ve kaynakları da  azaltmaktadır.  Adeta engellenemez hale getirilen tüketim arzunu frenleyecek yegane mekanizma ise hesap verme inanç ve bilincidir. Bu bilinç inşa edilmek üzere asırlar öncesinde biz Müslümanlar, Kutsal Kitabımız tarafından: “Sonra O gün (hesap günü ) nimetlerden (onları tüketim şeklinizden) mutlaka sorguya çekileceksiniz?” (Tekasür, 102/8) uyarısına muhatap kılınarak sorumsuz tüketime karşı uyarılmışlardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’de; "Nehir kenarında bile abdest alıyor olsan da yine de suyu israf etme”. (İbni Mace, tahare 48) buyurmak suretiyle en  sıradan bir insanın anlayabileceği sadelikte  israf tanımı ortaya koymuştur.

Kış mevsimi olması sebebiyle enerjiye, kar ve yağmurun az olması sebebiyle de  suya ihtiyacın gün geçtikçe arttığı bir süreçten geçiyoruz. Kısa süreliğine de olsa  enerji ve suyun olmadığı bir ortamın doğurabileceği sıkıntıların hepimiz farkındayız.  Diğer taraftan bu mevsimde, suya olan ihtiyaç daha az olmasına rağmen, yavaş yavaş baş göstermeye başlayan  kuraklığın bizlerde oluşturduğu endişe de ortadadır. Bu realite her birimizi açtığımız musluktan akıtılacak su, bastığımız düğme ve kullandığımız teknik aletin tüketeceği enerji konusunda daha hassas ve bilinçli kullanıma sevk etmelidir. Bu ister kendi evimiz, isterse de  kamuya ait mekânlar olsun hiçbir zaman dikkatten uzak tutulmamalı ve kamuya ait mekanlarda bu hassasiyet en üst sevide sergilenmelidir. Her şeyden önce istifademize sunulan sayısız  nimetin yerli yerinde kullanımı konusunda Yüce Kitabımızın dikkatimize sunduğu: “… Eğer şükrederseniz nimetlerimi artırırım, yok eğer nankörlük ederseniz mahrum etmem çok çetin olacaktır.”(İbrahim, 14/7) uyarısı gereğince, nimetlere karşı sözlü ve fiili şükrümüzü de ifa etmeliyiz. Zira her anımızda olduğu gibi bilhassa bela ve sıkıntılı zamanlarda şükür ve dua, nimetlerin devamı ve musibetlerin defi için mümin kişinin en önemli sığınaklarıdır.  Gelecek nesillere, daha temiz ve güvenli bir ortam, kullanılabilir kaynaklar bırakabilmek için;  çevremize duyarlı, kaynaklarımızı yerli yerinde kullanalım. Ancak bu şekilde hareket edersek, doğal dengeyi bozmamış ve yüklendiğimiz emanete de sahip çıkmış oluruz. Aksi davranışların hem dünya hem de ahretimize zarar vereceği unutmamalıdır. Satırlarımıza şu ilahi uyarı ile son verelim:   “İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozulma meydana geldi. Allah insanlara elleriyle yaptıklarının kötü sonuçlarından bir kısmını (dünyada) tattıracaktır. Umulur ki yol yakınken dönerler.”(Rum, 30/41)

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ