Ali GÜLDEN

HAFTADA BİR

ÇALIŞMA VE İNANÇ İLİŞKİSİ

 
   Kur'an-ı Kerimde çalışma;  “ amel ”, “sun’ ” ve “ sa’y ” gibi kelimelerle ifade edilir. Amel, hem kalbin hem de organların fiilleri için kullanılır, bir amacı ve gayeyi içerir. Zaman zaman amel yerine kullanılan fiil ise, amaçlı-amaçsız her eylemi ifade eder ve daha geniş kapsamlıdır. Sun’ ise, amelle aynı anlamda olmakla birlikte, maharet ve meleke gerektirir ve bir amaç doğrultusunda özelliği olan bir ürün ortaya koymaktır. Nuh (a.s.)’ın Allah Tealanın:  “Bir gemi yap” emri sonrası bir gemi inşa etmesi gibi. Sa’y kelimesi ise, işe ciddi bir şekilde sarılmak anlamındadır. Her ne kadar amel kelimesi gibi kullanılmış olsa da daha çok, övülmeye değer şeyleri tanımlamak için kullanılmıştır. 
İnsanlar genel olarak aşağıdaki gayelerle çalışmaktadırlar:
1. Allah rızasını hedefleyerek, kendisi ve başkalarına fayda sağlamak için çalışmak. 
2. Mal biriktirmek gayesi ile çalışmak.
3. Çalışmanın gerekli olduğu inancıyla çalışmak.
    Günümüzde, çevremizde her üç gaye içinde, çalışanları görmemiz mümkündür: 
   Allah rızasını hedefleyerek, kendisi ve başkalarına fayda sağlamak için çalışmak:Bu niyetle yapılan çalışmada, hedef Allah rızasıdır. İnsanlara ve diğer canlılara fayda sağlamak ise, bunun tabi sonucudur. Bu çalışma türünde insan, çalışma hedefini varlık kategorisinin en üstünde yer alan ve kendisi de dahil tüm varlığı yaratan yüce Rabb’inin rızasına yöneltmiştir. O’nun rızasını kazanmak için çalışmalarında alabildiğine dikkatli ve hassas davranır. Diğer taraftan, bu niyetle ortaya koyduğu çalışma sonrası kazandıklarını kişi, Allah yolunda kolayca harcar ve başkalarıyla da paylaşır. Böylece başlangıçtaki niyeti ile, çalışmaları sonucu elde ettiklerini bir hedefte buluşturup  dünya ahiret dengesini sağlayarak, bütün çabalarını ahirete uzanan Salih amellere dönüştürür.  İslam, müntesipleri biz Müslümanlardan bu anlayışta bir çalışma beklemekte ve bunu temin için de her meşru işimize “besmele” ile başlamamızı tavsiye etmektedir. Zira, Besmele ile ulaştığı bilinçle kişi, çalışmasının her aşamasında, Allah’ın denetim ve gözetimi altında bulunduğunu unutmaz. Bu bilinç ve hassasiyet onun, aynı zamanda helal kazanç dairesinde kalmasını sağlar.  Kişinin bu çerçeve de yaptığı çalışma ve faaliyetlerin her birisi; İslâm'ın emrettiği her şeyin yerli yerine konması ve her hak sahibine hakkının verilmesi anlamına gelen “adalet” ve her konuda ölçüyü muhafaza etmek anlamına gelen “iktisat” ilkesine de uygun olur. 
 
   Mal biriktirmek gayesi ile çalışmak: Bu tür çalışmada hedef biriktirmektir. Bu amaçla çalışmak, kişinin bol bol mal biriktirmesini sağlar. Bunu hedef ve gaye olarak seçen kişi, adeta kazandığı malın esiri olur ve mal  biriktirip çoğaltmaktan başka bir şey düşünmez. Bu duygu onu, biriktirdiğini harcamaktan da korkar hale getirir. Hatta o noktaya vardırır ki bırakın başkalarını, biriktirdiklerini kendi ihtiyaçları için bile harcamaktan uzaklaştırır. Aynı zamanda bu korku onun için, cimriliğin beslendiği yere dönüşüp cimrileştirir ve kişiyi biriktirdiği şeylerin esiri haline getirir. Artık O,  bol bol çalışır, kazanır, biriktirir fakat harcama yapamaz hale gelir. Bu tavır ise, insanın dünyadaki bulunuş amacı ile örtüşmez ve insana da yakışmaz.
 
  Çalışmanın gerekli olduğu inancıyla çalışmak: Buda  çalışmak için çalışmaktır. Bu niyetle hayata sarılmak, ilk bakışta insandan beklenen doğal bir tavır gibi gözükebilir. Ama, bir süre sonra kişiyi, ulvi gayelerden uzak, tıpkı kurulup kotlanmış bir eşya gibi bekleneni yapan  ruhsuz, şuursuz, amaçsız bir varlığa dönüştürür. Artık O, kim için ve ne uğruna çalıştığının farkında olmayan, edilgen,  pasif bir kişiliğe dönüşmüş ve aynı zamanda başkaları içinde kullanışlı hale gelmiştir. Çalışıp kazandıklarının, dünya ki  karşılıklarını alır fakat onları ahiret mükafatına dönüştüremez. Diğer taraftan, bu niyetle çalışanların içinde bulundukları toplumlar için ekonomik getirileri de yüksektir. 
 
   Günümüz dünyasında, yukarıda birinci madde de ifade edilen amaç, gaye ve bunlardan neş’et eden ilkelere uyulmadan yapılan çalışma, üretim, keşif ve icatlar;  çoğunlukla insanlara ve diğer canlılara ölüm, çevreye yıkım, felaket ve tahribattan başka bir şey getirmemiş, gezegenimizi de yaşanmaz kılmıştır. 
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ