A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

YOZGAT’TA KURTARILMASI GERKEN ÖNEMLİ BİR KALINTI: ÇAPANOĞLU SARAYI

Değerli okurlar, aşağıda paylaştığım makaleyi Rahmetli Prof. Hakkı Acun (Çapanoğlu) kaleme almış ve 1 Nisan 1977 tarihli Milliyet sanat Dergisinin 225. Sayısında yayımlanmıştı, aynen takdim ediyorum.  

“Bugün Yozgat’ta, kentin en merkezi ama en bakımsız bir yerinde, toprak altından fışkıran bir “kötülük çiçeği” gibi varlığını ve kurtarılmak için ivedi önlemler bekleyen pırıl pırıl mermer kalıntılar çaresizce orada öylece durmakta ve her an yok olma tehlikesiyle karşı karşıya yaşamaktadır.

Bu önemli sanat kalıntısı Yozgat’ın aynı derecede önemli Çapanoğulları sülalesi sarayının harem dairesinin havuz bölümüdür.  Konuya ilgilerin dikkatini çekme ve bir sanat varlığını yok olmaktan kurtarma umuduyla bu kalıntının geçmişini araştırdık. Kısaca özetlemeye çalıştık.

Yozgat’ın kurucularından olan Çapanoğulları, bundan yaklaşık üç yüz yıl kadar önce, Horasan’dan yola çıkmışlar, Maraş dolaylarında yerleşmişler, ama sürüleri için daha elverişli yer bulmak zorunda kaldıkları için Ömer ağanın yönetiminde İç Anadolu’ya yürütülmüşler, önce saray köyünü, peşinden de Yozgat’ı kurmuşlar ve oraya kesin olarak yerleşmişler.

Çapanoğulları özellikle Yozgat ve çevresinde bir takım bayındırlık girişiminde bulunmuşlardır. Örneğin, Yozgat’ta Çapanoğlu camii, Saray Köyü camii, yine Yozgat’ta Yozgat Lisesi ve Çapanoğlu Sarayı.

Çapanoğlu Sarayı, Yozgat Hükümet konağının batısında şimdi pazaryeri olarak kullanılan geniş alanın içinde yer almaktadır.

Sarayın, 18. Yüzyılın son yarısında Çapanoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Saray üzerinde sahip olduğumuz tek bilgiyi 1813’te Yozgat’a gelip Süleyman Bey’in sarayında dört gün kalan ve konukluğu sırasında büyük ilgi gördüğünü dile getiren İngiliz gezgin Kinneir’den öğreniyoruz. Kinneir, Yozgat sarayının birçok dairelerden, birbirlerinden çok değişik avlu ve bahçelerden oluşan geniş bir yapı olduğunu; prens ve çocuklarının dairesinde çok güzel resim ve yaldızların bulunduğunu, Çok zengin eşyalarla donatıldığını ve sarayda her gün üç yüz kişiyi doyuracak kadar yemek pişirildiğini belirtiyor (J.M Kinneir “Voyage dans I’ Asie Mineur”, Paris 1818).

(1832 tarihinde Yozgat’a gelen Fransız seyyah Charles Texier ve daha sonra gelen Alman P.V.Tschıhatschff   H. Bart, Kaptan Barnaby gibi seyyahlar da hemen hemen aynı şeyleri yazmışlar.)

Şimdi bu güzel saraydan sadece bazı temel kalıntıları ve harem dairesi havuzlarından olduğu kuşku götürmeyen çevresi mermer döşeli iki havuz kalmıştır. Bunlardan birisi kare biçiminde büyük mermer kütlelerden oluşmaktadır. Ötekiyse papatya fıskiyeli daha küçük bir havuzdur. Küçük havuzla büyüğü, bir olukla birleşiyor. Herhalde küçük olanı dolunca, buradan sular büyük havuza akıyordu.

Aslında pek masraf gerektirmeyecek bir kazı programıyla, saray yapısının önemli bir bölümünün planını çıkarmak olanaklıdır. Ama her şeyden önce Kültür Bakanlığının burasını tescil etmesi gerekmektedir. Ayrıca Yozgat Belediyesi’ne bu konuda büyük görev düşmektedir. Belediye, ilk iş olarak, pazar yerinin bu alanda kurulmasına izin vermeyerek, bu kalıntıların da yakın bir gelecekte yitip gitmesini önlemiş olacaktır.

Başta Kültür Bakanlığı ve Yozgat Belediyesi olmak üzere Tüm ilgilileri ve özellikle Yozgatlıları, kendi kentlerinin tarihsel ve sanatsal onurlarından biri olan bu kalıntıyı kurtarmaya, bunun için de el birliğiyle bir kamuoyu oluşturmaya çağırıyoruz. Bir umudumuz daha, Müze kurulması yolundaki girişimlerin bir an önce olumlu biçimde sonuçlandırılmasıdır. Böylelikle, yalnız andığımız yapıt değil, aynı zamanda Yozgat ve çevresinde bolca bulunan başka birçok yapıt ve uygarlık ürünleri de kurtarılmış olacaktır. Prof. Dr. Hakkı Acun’un (Çapanoğlu) bu makalesi 1 Nisan 1977 de yani bundan 48 yıl yani neredeyse yarım asır önce ilgililerin dikkatini çekmek için yayımlanmış. O günden bugüne 11 Belediye Başkanı, 21 Vali gelip geçmiş.   Ne yapılmış? Kocaman bir hiç.

“Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur.'' Mustafa Kemal

Nitekim, İstanbul’da bulunduğum yıllarda Dünya Yozgatlılar Federasyonumuzun her toplantısına katıldığımda kıymetli başkanımız sayın Ahmet Yılmaz’ın  “Abdulkadir Çapanoğlu ağabeyimiz” diye tanıtmasına rağmen tarihini bilmeyen hemşerilerimizin “hangi köydensin” sorusuna maruz kalıyordum.

Müze’ye gelince; 2008 yılında yaptığımız ve televizyonlardan alt yazı haberi olarak geçen Çapanoğulları toplantısı sırasında anneannemin annesinden bana intikal eden yüz elli yıllık tül üzerine kanaviçe el işi büyük masa örtüsünü bila bedelle müzeye bağışlamak istemiş ama çıkarılan engeller yüzünden vazgeçmiştim.

Bilgi için, 1977 ve sonrası Belediye Başkanları; Cevdet Dündar, Yaşar Erbaz, Alaettin Özkiper, Hakkı Borataş, Cemil Çiçek, Mustafa Erkılıç, Mahmut Erdemir, Ali Açıkgöz, Yusuf Başer, Kazım Arslan, Celal Köse.

Valiler; A. Lami Gözen, M. Nejat Erdem, Vahit Rüştü Heper, Nail  Şişmantürk, Alaettin Özkiper, R. Hakkı Borataş, Muhittin Keskin, Dr. Süleyman Oğuz, Nusret Miroğlu, Ertuğrul Ersoy, Nafız Kayalı, İ. Fuat Uğur, Hüseyin Önal, Gökhan Sözer, Amir Çiçek, Necati Şentürk, Abdülkadir Yazıcı, Kemal Yurtnaç, Kadir Çakır, Ziya Polat.

OKUR YORUMLARI
Ali Dinç
12.04.2025 10:58:10

Önce tebrikler geçmişi uzun yıllara dayanan bir neslin bireyi olmanı kutlarım. Ayrıca Yozgatın geçmişi ve tanıtımı için çok çalışıyorsun. Başarılar dilerim.🙏

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ