1830 yılında 15.000 nüfusa sahip olan Yozgat, 18. yüzyıl Orta Anadolusunda kurulan fakat hızla gelişen bir cazibe merkezi olmuştu. Bilhassa savatçılıkta (gümüş işlemeciliği) önemli bir merkezdi. 1914 yılında nüfusu 77.187 kişiye ulaşan Yozgatın şehirleşme sürecine katkıda bulunan en eski eğitim kurumu 1753 yılında Çapanoğlu Abdülcabbarzade Ahmet Paşa tarafından yaptırılan Demirli Medrese ile kütüphanesi olmuştur. Yaşadığı dönemde Yozgatın münevver bir şehir olmasında ve kalkınmasında Çapanoğlu Süleyman Bey, oğulları Abdülfettah Bey (Kazasker, Mekke Kadısı), Abbas Hilmi Paşa (Sürre Alayı Emini) ile Mehmet Celalettin Paşanın (Vezir) ve torunları Agâh Efendi (Gazeteci, Atina elçimiz ve posta nazırı), Ahmet Şakir Paşa (Müşir=Mareşal) büyük rolü olmuştur. Değerli Prof. Öcal Oğuz Hocam Yozgattaki Bozok Üniversitesinin kuruluş tarihinin Demirli Medreseden başlatılması gerektiğini söyler. Bu medreseden sonra Çapanoğullarının katkıları ile Yozgatta eğitim ve öğretim faaliyetleri gelişme göstermiştir. 1861 yılında Yozgata gelen seyyah George Perrotun verdiği ilginç bir örnek Çapanoğullarının eğitime verdiği önemi göstermesi açısından dikkat çekicidir. Perrot,, Ankarada bir gayr-i Müslim Doktor ile karşılaşır. Doktorun, İtalyada yaptığı eğitiminin masraflarını Çapanoğlu Süleyman Beyin karşıladığını söylediğinde çok şaşırır.
Bunda Osmanlı döneminin Demirli Medresesi ile Cumhuriyet döneminin ilk liselerinden birisi olma şerefini taşıyan YOZGAT MEKTEB-İ SULTANİSİ Yozgat Lisesinin (1895) de payı olduğu muhakkak.
Sultani, Sultaniye, denmesinin anlamı; Sultana hükümdara ait, sultanla, hükümdarla ilgili demektir. Her ne kadar Çapanoğulları tarafından yapıldı diye rivayet edilirse de (Çapanoğlu Ahmet Şakir Paşanın II. Abdülhamitin Başyaveri olduğu dönemde) kimin tarafından yaptırıldığı hakkında eldeki kaynaklarda da maalesef kesin bilgi yok. Kraldan fazla kralcı valilerin Latin harflerine geçildiği dönemde eski Türkçe ile yazılan kitabeleri kırdırmalarında lisenin kitabesi de nasibini aldığından bu konuda bilgi eksikliği var. Hâlbuki bu kitabeler o binanın veya çeşmenin nüfus kâğıtlarıdır.
1890 yılında inşasına başlanılan okulun inşaatı bir türlü bitirilemez. Son Osmanlı Meclis-i Mebusanında milletvekili olan Çapanoğlu Edip Bey ve Anadolu Islahatı Umum Müfettişi olduğu dönemde Yozgata da gelen Müşir (Meraşal) Çapanoğlu Ahmet Şakir Paşanın çabaları sonucu gerekli tahsisat gönderilerek 1895 yılında tedrisata açılması sağlamıştır. Şimdi sosyal ve ekonomik açıdan Yozgattan çok ileri durumda olan komşu illerin çoğunda lise bulunmadığından okumaya hevesli çocuklar da hep Yozgat Lisesinden yetişmişlerdir. Dolayısıyla bu tarihe kadar ve bundan sonraki dönemde de okulların büyükçe bir kısmı, vakıflar tarafından yaptırılan ve giderleri vakıflar tarafından sağlanan okullar olmuştur.
Yukardaki resim Yozgat Mekteb-i Sultanisinin ve diğer Sultani mekteplerinin öğrencilerinin kayıt edildiği defterlerin her sayfasında bulunuyor ve sayfanın yarısını bu resim kaplıyordu (*).
1898 yılına gelindiğinde Yozgatta toplam 13 tane medrese vardır. Bu medreselerin 9 tanesi şehir merkezinde, 4 tanesi ise köylerdeymiş. Salnamedeki kayıtlarda Nazırzade Medresesini Sultan Mahmutun ikinci kadını Hoşyar Kadınefendinin yaptırdığı görülmektedir. Hoşyar Kadınefendi doğurduğu çocuklar sebebi ile ikinci kadınefendiliğe yükseltilir. Fakat önce çocuklarını daha sonra da Sultan II. Mahmutu kaybetmesi üzerine inzivaya çekilerek günlerini ibadetle geçirmiş. Kendini hayır işlerine adayan Hoşyar Kadınefendi birçok bölgede medrese yaptırmış. Doğum yeri bilinmeyen Hoşyar Kadınefendinin medrese yaptırmak için Yozgatı tercih etmesi Çapanoğullarının saraydaki etkinliğine bağlı olmalıdır. (Bkz. Daha önceki yazılarımdan Çapanoğlu deyimleri)
Bu medreselerden başka iki tane de kütüphane vardı. Bu kütüphaneler Demirli Medrese ve Köse Yusuflu Medresesi bünyesinde bulunmaktaydı.
(Bkz. Eski yazılarımdan Abdullanın Bostan)
1753 yılında oluşturulan Demirli Medrese Kütüphanesinde 583 kitap 1834 yılında kurulan Köse Yusuflu Kütüphanesinde ise 365 elyazması kitap bulunmaktaydı. Medreselerin dışında vakıflar tarafından yaptırılan mahalle mektepleri ve devlet tarafından yaptırılan iptidai okulları (ilkokullar), bir rüştiye (ortaokul), bir idadi (lise) ve bir de Darülmuallimin (öğretmen okulu) bulunduğu görülmektedir.
1894-1895 yılına ait istatistiklerden Yozgat il genelinde bulunan iptidai (ilkokul) okulların toplam sayısı 300ü bulmaktaymış. Bu okulların 164 tanesi eski tarzda eğitim veren mahalle mektepleri, 136 tanesi de yeni usulde eğitim veren mekteplermiş. Toplamı 300 olan bu iptidai mekteplerin 196 tanesi Sultan II. Abdülhamit döneminde yaptırılmış. 1890 yılında Eskipazar mahallesinde ve Medrese Mahallesinde yaptırılan iki mektebin bütün masrafları halk tarafından karşılanmış. 1893 yılına ait bir belgede ise, birçok iptidai mektebin halkın katkıları ile yapıldığı görülmekte.
İptidai okulların (ilkokullar) fazla olmasına rağmen, 1881-1882 Salnamesine göre biri şehir merkezinde diğeri de Akdağmadeninde olmak üzere rüştiye sayısı sadece ikidir. Fakat daha sonra Yozgat merkezde bir rüştiye daha açılarak 1905 istatistiklerinde şehirdeki rüştiye sayısı ikiye çıkmıştır. Bu rüştiyelerde okuyan öğrenci sayılarında çevre illere göre büyük farklılık görülmektedir.
1905-1908 yılı istatistiklerini göre Yozgat şehrinde 56 adet erkek okulu, 1 adet kız mektebi 6 adette karma okul görüyoruz.
Yozgatta da Gayr-i Müslimler kendi eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak sayıda okullar açmışlar. Özellikle Ermeni çocuklarının eğitim-öğretimleri çok iyi bir şekilde yapılmaktadır. 1861 yılında Yozgata gelen Fransız seyyah George Perrot, Yozgatın zenginlerinden dediği Haci Ohannesin çocukların eğitimine çok önem verdiğini, bu nedenle de okullara sürekli para yardımı yaptığını ifade etmektedir.
Perrotdan onbeş yıl sonra yani 1876da Yozgata gelen ve Çapanoğlu Süleyman Beye misafir olan İngiliz subayı seyyah Fred Burnaby de Ermenilerin eğitimleri konusunda benzer açıklamalar yaparak, Ermeni okullarının Türkiye şartlarının üzerinde eğitim verdiklerini ifade eder
Müslümanların ancak altıda biri kadar nüfusa sahip olan Ermenilerin okul sayısı Müslümanların okul sayısının yarısı kadardır. 1890 larda Ermenilerin okul sayısı 23 iken Müslüman Okulu sayısı ancak 50 kadardır. Bu sayılar da Ermenilerin eğitime verdikleri önemi ortaya çıkarmaktadır.
(*) Kayıt defteri sayfa resmi, araştırmacı yazar Sayın Osman Karacanın arşivinden alınmıştır.