A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

YOZGAT’TA BİLEK GÜREŞİ HİKÂYESİ

Yozgat Yenicami Mahallesinden komşumuz, değerli eğitimci hemşerim Sayın Yaşar Kiremitçi ile Kuşadası’ndaki evimizin balkonunda hem sohbet ediyor hem de sonbaharın bu güzel gününün keyfini çıkarıyoruz. İki hemşeri bir araya gelince konu elbette eski Yozgat oluyor. Hatır sayan, değer bilen, değer veren, bilgili, kültürlü, saygılı beyleri ve hanımlarıyla eski Yozgat.

Hepsi beyaz atlara binerek kimi Yozgat’ta kimi sürüldükleri yerlerde kimi de mecburiyetler karşında gurbet ellerde birer birer bu dünyaya veda ettiler. Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.

Laf lafı açtı.  Önce dedem rahmetli Ceritzade Şükrü Efendinin Şekerpınar yolunda şimdi üzeri kapatılan öz’ün köprüsünün başında, acı pınarın arkasındaki evi ve onun karşısındaki yani öz’ün öbür yanındaki Koçulu’nun fırınına ve oğlu Ahraz’a kadar geldi.

Yozgat’ın yeni yerleşenleri ne Koçulu’unun fırınını ne de Koçulu’nun Ahrazı bilirler. Gerçi eskiler de Ahrazın adını bilmezler ama bu vesileyle benden öğrensinler. Rahmetlinin adı Turgut’du. Herkes ondan çekinirdi hatta yılların karşı komşusu olan rahmetli dayım Yaşar Cerit bile. Ama o, biz iki kardeşi severdi, çünkü babamı severdi. Babam Yozgat’a izinli geldiğinde ava gider onu da yanında götürürdü. Bu yüzden biz de yaz tatili için Yozgat’a geldiğimizde önce iki eli ile gözlük işareti sonrada tüfekle ateş ediyormuş gibi yaparak babamı sorardı.

Yaşar Bey Koçulu’un Ahraz ile ilgili bir anısını anlattı bende sizinle paylaşıyorum;

Allah rahmet eylesin Ahraz hem iriyarı hem de güçlü kuvvetliydi. Bir ara bilek güreşine merak sardı. Gözüne kestirdiği kimselere dirseğini masaya koyar bilek güreşi işareti yapar meydan okurdu. Ama kime meydan okusa yenerdi. Malum böyle insanlarda Allah vergisi bir güç kuvvet olur. Ahraz o zamanlar bira fabrikasında çalışır paydos edince de Tonosluğlu çarşısının yanındaki kahveye gelir bir süre otururdu. Babam Remzi Bey de hem yeni cami mahallesinin 16 yıllık muhtarıydı hem de Tonosluoğlu çarşısında dükkânı vardı.  Bir ara babama da yine dirseğini masaya koyup bilek güreşi işareti yaparak meydan okumaya başladı. Bu meydan okuma bir, bir buçuk ay kadar sürdü. Israrlara devam edince bir gün babam onu kırmamak için davetini kabul etti.

Bilek güreşine tutuşunca babam direndi yenilmedi, ama yenmedi de onu bir hayli zorlayıp yorduktan sonra aniden bileğini masaya yapıştırdı. Bu yenilgiden sonra bir daha Ahraz’ı bizim dükkânda görmedim, babamda zaten iki yıl sonra kapattı.

Babam Tonosluoğlu çarşısında dükkân açmıştı ama onların yıllardır çalıştırdıkları önce kiremit sonra tuğla fırınları vardı. Babam da çocukluk ve gençlik yıllarında işçilerle birlikte bu fırınlarda bedenen çalışmıştı. Hatta bende ilkokula giderken bu fırınlarda çalıştım. Bedenen çalıştığı için babamın da gücü kuvveti yerindeydi Ahraz bunu düşünememişti.

Not: Değerli yorumlarınızı lütfen capanoglukadir@yahoo.com.tr adresine gönderiniz.

 

OKUR YORUMLARI
Rocky Mehmet Termanini
03.11.2020 20:27:37

Mashallah!!!! çok güzel makale...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ