A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

YOZGAT’LI RIZA BAŞÇAVUŞ

Sene 1956. Olay Çankaya da ki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığında geçiyor. Alay da görevli Dayı Rıza namlı Yozgatlı bir Başçavuş var(maalesef soyadı hatırlanamadı). Dayı lakabı, kepini biraz yan yatırmasından ve yürüyüşündeki tavırdan ileri geliyor.17 Ekim 1950 de General Tahsin Yazıcı komutasında Kore’ye gönderilen ve 721 askerimizin şehit olduğu 5000 kişilik Türk Tugayı’nda da bulunmuş. Kunuri de ki kanlı çarpışmalara katılmış bu yüzden vatanını canından çok seven bir asker. Emrindeki askerden üç şey istiyor.1-Rütbeme saygı gösterin.2-Size verilen asker sigarasında müsriflik yapmayın, çünkü parasını devlet veriyor.3- Kullandığınız alet ve edevat’a çok dikkat edin zarar vermeyin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var diyor. Diyor ama Cumhurbaşkanlığı köşkünün garajında bir yangın söndürme tulumbası var. İki tahta araba tekerleği üzerine bindirilmiş eski yangın tulumbacılarının kullandığı, karşılıklı iki kişinin pompalaması ile çalışan ilkel bir araç. Bahçede çıkan bir yangına koşturulurken üç parçaya ayrılıyor. Tamir ediliyor, başka bir seferde zapt edilemiyor elden kaçıyor, İngiliz sefarethanesinin duvarına çarpıyor. Dayı Rıza Başçavuş, cebinde küçük bir defter taşıyor. Bir hatasını yanılışını gördüğü askeri çağırıyor ismini ve hatasını bu deftere not ediyor. İleriki günlerde eğer yararlı bir şey yapmışsa hatasını siliyor. Ama ikinci kez hata yapmışsa onu cezalandırıyor. Cezalar asla yüz kızartıcı değil, bir süre ek olarak başka bir görev daha yükleniyor. Asker bu yüzden Rıza Başçavuşunu çok seviyor. Dayı Rıza Başçavuş, bir de pala bıyıkları ile meşhur. O yıllarda Türkiye Nato’ya üye olmuş, Amerikan subayları Ankara’da cirit atıyor hepside bıyıksız. Bir gün Rıza Başçavuşun Albayı, bir eğitim istirahatı esnasında “Yahu Rıza şu bıyıklarını ne zaman keseceksin” diye takılıyor. Rıza Başçavuş hemen ayağa kalkıyor, Albayının karşısında esas duruşa geçiyor “Kumandanım, emredin şu anda rütbemi söküp önünüze koyayım emriniz başım üstüne, ama bıyığını kes diyorsanız, hemen istifa edeyim çünkü bıyığım benim namusumdur” diyor. Albay toparlanıyor “Yok Rıza şaka yaptım yahu” diyor. Ama Rıza Başçavuş “Kumandanım, askerin önünde böyle şaka yapılmaz, gidiyor muyum, kalıyor muyum” diye tekrar ve sertçe sorunca. Albay, “Olur mu öyle şey Rıza, nereye gidiyorsun elbette kalıyorsun latife olsun diye söylemiştim kusura bakma” diyerek gönlünü alıyor.
Rıza Başçavuşun askerlerinden Sayın Hasan İnamlı ile sohbetimiz.

23 Aralık 2011 İstanbul/Teşvikiye

Kore savaşlarında Türk Askerinin ruhunu anlatan bir olayı da sizlerle paylaşmak istedim.
Türk Tugayı 22 Nisan 1951 sabahı 25 kişilik düşman birliği ile karşılaşmış ve ele geçirilen esirlerden, aynı gece Çin ordusunun baskın yapacağı öğrenilmiştir. Bu sayede Birleşmiş Milletler Ordusu, Türk askeri sayesinde büyük bir baskından ve felaketten kurtarılmış. Ama 22 Nisanda başlayan Çinlilerin bahar taarruzu sırasında dünya tarihinde hiç duyulmamış bir olay yaşanmıştır.22/23 Nisan 1951 gecesi 9. Bölük ileri gözetleme subayı olarak görev yapan Topçu Üsteğmen Mehmet Gönenç, telsizle koordinatları vererek atış isteğinde bulunur ve Taburun bütün bataryalarının ateş etmesini ister. Verdiği koordinatlar 9. Bölüğün yani kendi bölüğünün bulunduğu yerdir. Bildirdiği yerin kendi bulunduğu yer olduğu bildirildiğinde Mehmet Gönenç şu cevabı vermiştir.”Evet öyle, biz düşmana teslim olmak istemiyoruz! Bizi onlara teslim etmeyin! Vasiyetimiz şudur; Bizi kendi ateşimizle şehit ediniz! Tekrar koordinatları veriyorum, bütün bataryalar buraya ateş etsin.” Şehidin vasiyeti, yalnız Taburun değil, Tümen toplarının tamamının verilen koordinata ateş etmesi ile yerine getirilmiştir. Bu şehidimizin aziz hatırası, memleketi olan Bandırma da ismi bir okula verilerek yaşatılmaktadır. Bandırma Şehit Mehmet Gönenç Lisesi.

İşte Büyük Atatürk’ün vatanı emanet ettiği askerler bunlardı.

19.02.2012
OKUR YORUMLARI
mahmut erdem
22.02.2012 11:41:00

selamlar, yazınızı ilksefer okuyorum güzelde olmuş yani cuk oturmuş,önder MUSTAFA KEMAL,boşuna dememiş yurtta sulh cihanda sulh diye bizler kendi içimizde barışık olmadan ne ülkemize nede yaşamımızın varolduğu şehrimize faydamız olur. öncelikle akıllı seviyeli ve vatan sevgisiyle yetişmek enbüyük erdem değilmidirki,ne olmuş dinimize ,neden kindar nesil yetiştirmekiçin çaba harcayalım.yoksa bu toprakların yurt edinilmesinde atalarımızın söylevleri unutuldumu. saygılarımla,mahmut erdem.

Dt. Kadir Ahmet Danıska
19.02.2012 23:17:00

kaleminize sağlık türkiye bu ruhla bu günlere geldi,devletin her kuruşu değerlendiriliyor sahip çıkılıyordu, israftan kaçılıyordu ama şimdi ''devletin malı deniz ,yemiyen keriz''misalı hem yeniliyor hemde yenmesine göz yumuluyor
Sehitlerimizin ruhları şad olsun NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ