A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

“SAAT KULESİNİN SAATİ ÇALIŞIYOR” DEDİ

Değerli kardeşim Nusret Alper Bey ile telefonda konuşuyoruz. Konuşmanın ortasında birden  “abi saat kulesinin saati çalışıyor” dedi. Nasıl, ne zaman yapıldı ya da kim yaptırdı dedim. Şimdi bankada sıradayım işim bitince seni arkadaşımın işyerinden ararım dedi.

Değerli okurlar, Cennetmekân Çapanoğlu Edip Bey, Sungurlu mutasarrıfı iken oraya 1891 yılında bir saat kulesi yaptırmıştır. Bundan altı sene sonra da Yozgat Belediye Başkanı olan rahmetli Ahmet Tevfikizade 1897 yılında Yozgatlı Şakir ustaya Yozgat saat kulesini yaptırır. Sungurludaki saat kulesinin ikizidir. Saat başlarında ve her yarım saatte iki defa çalarak saati bildirirdi ki buna ispatlı çalma denir bizde oyunumuzu bırakır sayardık. 5 dakika sonra ispatlı denilen ikinci çalmayı yapardı. Bizde 5 dakika bekler,  ikinci çalmayı sayar kendimizi kontrol ederdik ki  ilk çalmada doğru saymış mıyız. Yozgat Saat Kulesi maalesef yıllardır çalışmıyordu. Ben de 29.12.2019 tarihli bu konuyu dile getiren ikinci bir yazı yayınlamıştım.

(Bkz: YOZGAT SAAT KULESİ VE ÇAPANOĞLU BÜYÜK CAMİİ HAMİDİYE SAATLİ ÇEŞMESİ)

https://www.yozgatgazetesi.com/a-kadir-capanoglu/yozgat-saat-kulesi-ve-capanoglu-bueyuek-camii-hamidiye-saatli-cesmesi-83581.html

Yozgat’ta ikamet eden dayızadem Halit Çapanoğlu (Amasya da idam edilen Halit Bey’in torunu) Yozgat belediyesi encümen üyesi Fahri Bulut’u ara o ilgilenir demişti. Telefonla aradım “Saat kulesini ve Hamidiye saatli çeşmesinin” saatini söyledim. Saat kulesi tarihi anıt sayıldığı için müdahale edemediklerini saatin tamiri için Kayseri’deki Anıtlar kurulundan izin istediklerini oradan haber beklediklerini söyledi. Hamidiye çeşmesinin “saatini” de kendisi değiştirmek için söz verdi. Ama değişen bir şey olmadı.

Şehirlerin önemli kültür varlıklarından birisi ve hatta en önemlisi o şehrin saat kulesidir. Bazılarının hikâyeleri bile vardır. Mesela, efsaneye göre, İstanbul Sarayburnu’nda bulunan saatin zamansız çalan çanı, II. Abdülhamit’in hamile olan gözdelerinden birinin çocuğunu düşürmesine sebep olur.  O da saati söktürüp depoya kaldırtır. Bunu haber alan Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa, 1885 yılında bu saate talip olur ve bir saat kulesi inşa ettirir. Kastamonu’ya gittiğimizde bu efsanenin etkisi ile uzun süre seyretmiştik.

Fahri Bey, Kayseri Anıtlar Kurulundan izin beklediklerini söyleyince Dünya Yozgatlılar Federasyonu başkanı değerli kardeşim Ahmet Yılmaz Bey’e durumu anlattım o da dosya tarih ve numarasını bildirsinler Kayseri Yozgatlılar federasyonunu devreye sokalım dedi.  Bu öneriyi Fahri Bey’e ilettim, ”gerek yok biz hallediyoruz” dedi ama bir şey hallolmadı. Bir belediye başkanı bundan 127 yıl önce o günün şartlarında zarif bir saat kulesi yaptırıyor makinasını ve çanını Fransa’dan getirtiyor ama biz, bilişim çağı diye öğündüğümüz 2000 li yıllarda saatini çalıştırmaktan aciz oluyoruz.

Bozok Üniversitesinin 15-16 Kasım günleri gerçekleştirdiği çalıştaya davet edilmiştim. Eşimle birlikte Yozgat’a geldik. Çalıştay bitince 16 Kasım Cumartesi günü Üniversitemiz,  Kazankaya Kanyonu, Çekerek,  Aydıncık, Sarıkaya Roma Hamamı gezisi tertiplemişti. Sabah 09.00 da misafirhane önünden hareketle Sorgun, Eymir, 1500 metre yükseklikteki Şebek tepesi geçidi, Aydıncık, Kızkalesi, Ağıllı’yı dolaşıp Sarıkaya ilçemizdeki tarihi Roma Hamamına ulaştık. Sabah 09.00 da çıktığımız geziden saat 19.30 da karanlıkta döndük. Yolda Araştırmacı kardeşim Osman Karaca ve Bozok Ünv. Öğr. Üyesi Dr. Funda Çapan aradılar. Hayri İnal Konağında bir şiir gecesinde olduklarını bizi de beklediklerini söylediler. Minibüsten inince oraya koşturduk. Salona girerken sunuculuğu üstlenen değerli kardeşim Rıfat Çakır bizi anaos etti. Toplantıyı düzenleyenler beni ve eşimi Belediye Başkanımız Sayın Celal Köse ve eşinin yanına buyur ettiler. Merhabalaştık ama okunan şiirlerden ve müzikten sohbet imkânımız olmadı. Zaten Başkan Bey’de başka bir yere daha sözü olduğunu söyleyerek aramızdan ayrılmıştı.

Ben bunları düşünürken telefonun çaldı. Nusret Bey kardeşim “dükkândayım telefonu arkadaşıma veriyorum” deyince ses kayıt cihazımı açtım. Çünkü önceki görüşmemizde konuşmamızı kayda alacağımı söylemiştim.

Merhabalaştıktan sonra, “Ben Sinan Katlan” dedi. “Bankalar caddesinde katlan elektroniğin sahibiyim” dedi.  “Biz aslen Kayseriliyiz” dedi. 130 yıl olmuş Yozgat’a göçeli” dedi. Babam burda doğma büyüme ben de burdayım çocuklarım burda. Yani üç göbektir Yozgatlıyız. Eski Nüfus müdürü rahmetli Nusret Alper Bey babamın iyi ahbabıydı. Rahmetli Cevdet Dündar Bey de öyle. Bunları güzel bir gurubu vardı hepsi de güzel insanlardı” dedi.

“Duruyodu işte, öyle işyerime gidip gelirken bakıyodum. Duruyodu öyle bek zoruma gidiyodu ama duruyodu öyle” dedi. “Belediye Başkanımız Sayın Celal Köse benimde arkadaşım olur ama daha çok biraderim Hakan’ın samimi arkadaşıdır. Benim de mekaniğe olan merakımı da bilir. Bir gün kulenin anahtarını elime tutuşturdu. Şu saati çalıştır dedi.”

“Burçlarında filan sarkacında problemler vardı. Hepsini yaptırdım güzelce. Çalıştırdık da.  Şimdi çanında sorun var. Onu da inşallah bu hafta yapıp çalıştıracağım” dedi. Yukarda yazdıklarımı biraz daha tafsilatlı olarak bir kerede Sinan Bey’e anlattım.  “Mesele saati tamir etmek değil dedi, mesele aksatmadan saatin periyodik bakımını yapmak. Ayda bir kere en geç iki ayda bir kere o merdivenleri çıkıp benzin ile saatin dişlilerini burçlarını iyice yıkayıp temizlemek sonrada sıfırdan başlayıp yeniden yağlamak gerekiyo” dedi. “İşin zorluğu bu” dedi. Saat kulesi uzun sure bakımsız kalınca toz oluyo ve toz birikip yağ ile birleşince çamur gibi oluyo ve haliyle saat çalışamıyo duruyo” dedi.

“Neresi, nasıl yapılmazmış. Saatin orjinalliği bozulmadan hiçbir yerine bir zarar gelmeden niye yapılmasın? Burçlarını burda çilingir Ali vardı bilir misiniz?  Ali Dişlitaş derlerdi eskilerden. Onun oğlu var burda Şeref Dişlitaş, iyi bir sanatkâr, güzel bir tornacı. Saatin sarı burçlarını pirinçten yaptı ama çok sert pirinçten olduğu için pim yerleri dar gelirse onları ben yuvarlak eğe ile genişletirim dedi. Hakikaten de dar geldi.  Benim yaşım 55 – 56 oldu. Hayattan fazla bir beklentimiz yok. Ömrüm oldukça sevabına bakacağım, yetkililerde izin verdikçe bakacağım.”

“Sayın Valim beni çağırdı. Sen ilgileniyor musun” diye sordu. “Bir vali gibi değil de şehrin bir ağabeyi gibi sorguluyor. ”Evet, ilgileniyorum” dedim. “Buyrun Sayın valim ne öğrenmek istiyorsunuz” dedim. Neresi bozuk dedi. “İşte sarkacı kırık, burçları aşınmış filan. Burda bağlatacak tornacı bulamadım çünkü çok küçük Yozgat’ta küçük şeyleri bağlayacak torna yok. Konya ya gönderdim orda yaptırdım” dedim. “Ben bunu cebimden karşılıyorum.  Burda Şeref Dişlitaş’a burçlarını yaptırdım. Şeref ustaya, ne vereceğim diye sordum. Dedi ki” yav senden çıkıyorsa gerek yok bu da bizden olsun ama belediyeden ya da özel idareden filan alacaksan hallederiz” dedi.

“Sayın valim dedim ben emeğimi esirgemiyorum üş beş kuruş masrafımız oluyor, özel idareden ödeneğimiz var mı” dedim.  Vali Bey tereddütte kaldı özel idarenin böyle bir ödeneği var mıdır bilmiyorum acaba belediye karşılamaz mı dedi. Ben de dedim ki” siz mütahitlere güzel işler veriyorsunuz, mesela bu mütahitler sponsor olmazlar mı dedim. Harcadığım para da zaten atınan deve değil efendim, 1500-1700 lira kadar bir para harcadım halelalı hoş olsun hiç önemli değil dedim.”

“Sayın valim herkes bunun medya tarafında reklam tarafında,  ben bir Yozgatlı olarak ve içimden geldiği için sevabıma elimden geleni yapacağım. Yardımcı olan herkesten Allah razı olsun” dedim.  “Ben bunu yaparım çalıştırırım bakımını da yaparım dedim.”

Sayın Sinan Katlan’a sordum “saat ne zamandan beri çalışıyor?” Dedi ki aşağı yukarı 4 aydır çalışıyor. Sohbetimizden anlıyorum ki Sayın Başkan benim yazım üzerine hassasiyet gösterip kulenin anahtarını Sinan Bey’e teslim etmiş. Bu hassasiyetinden dolayı ailem ve Tevfik Bey’in torunları akrabalarım Tunç Şenel ve Nur Şenel adına da teşekkürlerimi arz ediyorum.

Sözün burasında lafını balla kesip dedim ki “işiniz elektronik ama yaptığınız onarım mekanik!!!  Dedi ki “benim hastalığımdır mekanik. Eski videolar pikaplar filan hep mekanik değ ilmiydi?  Mekaniğe karşı daha bir merakım vardır. Mesela bir sigara yakarım o saatin sesini dinlerim. Gelirim biradere derim ki saat duracak.” Nerden biliyon der.  “Derim ki 2 saat 3 saat sonra bu saat duracak, 4 saat sonra saat durur.” Nerden bildin der.” Yav dişli sürtüyor derim.” Sürtüyorsa niye çıkıp bakmadın der. “55- 56 yaşındayım bazan da zor geliyor o kadar merdiveni tırmanmak.”

Not: Sayın Sinan Katlan saatin çanını da yapmış o da eskisi gibi her saat başı ve her yarım saatte bir çalmaya başlamış.

OKUR YORUMLARI
Hüsnü Aydoğdu
31.05.2020 17:52:45

Yozgat'ın en önemli ve bilindik simgelerinden biri olan Saat Kulesi'nin yeniden işlevsel olarak çalıştığını okumak beni mutlu etti. Günümüzde her bir il birbirine benzemeye başlamışken, bu tür tarihi eserlerin korunması şehir kültürünün ve kimliğinin korunması açısından önemlidir.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ