Değerli okurlar, 18 yaşında ikiz erkek evlada sahibi olan kızım Nilüfer, WhatsApp dan bana bir soru göndermiş. Diyor ki; Bodrum Akyalara ilk gittiğimiz yıllarda (1979-1981) elektrik yoktu. Tavana asılan fener gibi bir şeyle aydınlanıyorduk, o neydi, nasıl bir aletti?” Bu soru beni çocukluk yıllarıma götürdü. Evet çocukluğumuzda dolaştığımız Anadol’unun birçok yerinde elektrik yoktu. O zamanlar lüks lambası denilen ama aslında Radyum lambası diye anılan gazocağı gibi pompalanan ve ipekten bir fitili olan bu lambalar kullanılırdı. Sonra likit propan gazı doldurulmuş piknik tüpleri ile aydınlanmaya başladık.

Kızıma gerekli bilgileri verdikten sonra ben de Radyum Lambası isminin nereden geldiğini merak ettim. Bu lambaları üreten firmanın ismi Radium Corporation idi. Dolaysıyla gövdesinde firmanın ismi Radium yazılıydı, bu yüzden halkımız Radyum lambası demişti. Dedem (annebabam) Şükrü Cerit Bey, çiftlik sahibi olduğu halde verilen görev ile yaptığı Köycülük Komitesi Reisi olarak Yozgat Halkevi başkanlığına yazdığı raporunda köylere dağıttıkları bazı malzemelerin içinde Radium lambası da vardı. Gaz lambası ile aydınlanan köylü için ne büyük bir lüks.

Google hazretlerine Radium Lambası diye yazdığımda karşıma Radyum kızlarının acıklı hikayesi çıktı. 

Radyum elementi 1898 yılında Polonyalı-Fransız Kimyager/Fizikçi Marie Curie ve kocası Pierre Curie tarafından keşfedilmişti. Az miktarda da olsa radyasyon üreten bir maddeydi. Marie Curie de araştırmaları sırasında aldığı aşırı radyasyona maruz kaldığı için 1934 yılında Fransa'nın Savoy kentinde kan kanserinden ölmüştü. Bu yüzden ona "bilim için ölen kadın." denildi. Radyoaktivite çalışmalarından dolayı, radyoaktivite birimine "curie" denilmektedir. Bizim nesil bunları kimya dersinde öğrenmiş ve çocuk yüreğimizle ne kadar üzülmüştük.

Radyum Kızları, saat kadranlarını, kendiliğinden parlayan radyum içeren boya ile boyamaktan radyasyon zehirlenmesi geçiren kadın fabrika işçileriydi. Bildiğiniz gibi kol saatlerimizin, masa saatlerimizin rakamlarının uçlarında karanlıkta parlayan noktalar vardı. İşte bu noktaları bu kızlar saat kadranlarına koyuyorlarmış.

Bu kızlar, Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üç farklı Radyum fabrikasında bu kadranları boyamışlar. Boyamışlar ama, kendiliğinden parlayan ve radyum içeren boyadan da farkında olmadan zehirlenmişler.  

Tesiste çalışan kadınlara boyanın zararsız olduğu söylenmiş. Hatta onlara ince bir dokunuş verebilmeleri için fırçanın ucunu zaman zaman dudaklarını kullanarak inceltmeleri talimatı verilmiş.  Bu yüzden birçoğu ölümcül miktarda radyum yutmuş.

Bazıları da parıldayan maddeyle tırnaklarını, yüzlerini ve dişlerini boyamış. Kadınlara fırçalarının ucunu bu şekilde düzeltme talimatı verilmesinin sebebi, bez veya suyla fırça ucunu düzeltme ve durulamanın, daha fazla zaman alan bir süreç olmasından kaynaklanıyordu.

Şirket, orduya sağlanan bu saatlerin önemli bir tedarikçisiydi. New Jersey'deki fabrikaları, radyumla aydınlatılmış saat kadranlarını boyamak için yüzün üzerinde işçi çalıştırdı ve onları bunun güvenli olduğu konusunda yanılttı.

Bu dönemde, ABD ve Kanada'daki şirketler tarafından saat kadranlarını radyumla boyamak için tahmini 4.000 işçi işe alındı. USRC'de, boyama prosesini gerçekleştiren kadınların her biri kendi boyasını küçük bir potada karıştırdı ve ardından parlak boyayı kadranlara uygulamak için deve kılı fırçaları kullandı. Günde 250 kadran boyamak için geçerli olan ücret, kadran başına yaklaşık 1,5 sentti. Fırçalar birkaç vuruştan sonra şekil kaybettiği için, fabrika yöneticileri, fırçaların ucunu keskin tutmak için çalışanları dudakları ve dillerini kullanmaya teşvik etti. Radyumun zararlı etkileri konusunda bilgisiz ve yanıltılmış olan Radyum Kızları, zaman zaman radyum boyayla eğlenmek için tırnaklarını, dişlerini ve yüzlerini boyadılar. İşçiler koruyucu giysiler de vermemişlerdi.

U.S. Radium Corporation (USRC) sahipleri ve tesiste çalışan bilim adamları radyuma maruz kalmaktan dikkatli bir şekilde kaçınmışlardır; tesisteki kimyagerler kurşun ekranlar, maskeler ve maşa kullandılar. Ama, şirketin baş kimyacısı Dr. Edwin E. Leman ve birkaç kadın işçi de dahil olmak üzere 1925 yılına kadar bir dizi benzer ölüm meydana gelince, ölümlerinin benzer koşulları, ölümler hakkında soruşturma başlatılmasına neden oldu.

New Jersey'de çalışan kadınlardan beşi, o zamanlar iki yıllık zaman aşımı süresine sahip olan New Jersey mesleki yaralanmalar yasası uyarınca, işverenlerine dava açtılar. 1928 yılında mahkemede anlaştılar. Illinois, Radium Dial Company'nın çalışanı olan beş kadın ise dava açarak 1938'de tazminat kazandılar. İşçilerin çoğu hastalandı. Kadınların çoğu daha sonra anemi, kemik kırıkları ve çene nekrozundan şikâyet çekmeye başladı. Tıbbi araştırmacılar tarafından kullanılan röntgen makinelerinin de hastalanan işçilerden bazılarının ek radyasyona maruz bırakılarak hastalıklarına katkıda bulunmuş olabileceği düşünülmektedir. USRC ve diğer saat kadranı şirketleri, etkilenen işçilerin radyuma maruz kaldıkları iddialarını reddetti. Şirketlerin baskısı üzerine, işçi ölümleri tıp uzmanları tarafından başka nedenlere bağlandı. O dönemde cinsel yolla bulaşan kötü şöhretli bir enfeksiyon olan frengi, kadınların itibarını lekeleme girişimlerinde sıklıkla gündeme gelmişti. Kaçının radyasyona maruz kaldığı için öldüğü bilinmemektedir.

Ocak 1928'de mahkemeye ilk kez çıktıklarında, iki kadın yatalaktı. Hiçbiri mahkeme önünde yemin etmek için kollarını kaldıramadı. Radyum Kızları olarak adlandırılan Grace Fryer, Edna Hussman, Katherine Schaub ve kız kardeşler Quinta McDonald ve Albina Larice olmak üzere toplam beş fabrika işçisi davaya katıldı. Bu dava, yasal emsaller oluşturdu ve "kanıtlanabilir mağduriyet" de dahil olmak üzere iş güvenliği standartlarını düzenleyen düzenlemelerin yürürlüğe girmesini tetikledi.

Radyum kadran boyasının mucidi Dr. Sabin Sochocky, Kasım 1928'de öldü ve radyum kadran boyasıyla zehirlenmenin bilinen 16. kurbanı oldu. Ölümü, Radyum Kızlarının mahkemeye çıkabilmesine yardımcı oldu. Proje 1993 yılında sona erdiğinde, 2.403 vakanın detaylı bilgisi toplanmıştı.

2018 yılında beyaz perdeye Radyum Kızları filmi ile aktarılmış. Yine 2018 yılında Devlet Tiyatroları Tekel sahnesinde “Bir Peri Masalı Radyum Kızları” ismi ile sanatçılarımız tarafından oynanmış birçok ödül kazanmış. Değişen bir şey yok, aksine geri kalmış ülkelerde iş kazalarında ölen ya da sakat kalan işçi sayısı gittikçe artıyor.

 

 

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ