A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

PITIRAK GİBİ AÇILAN YÜKSEKOKULLAR VE MOTOKURYE OLAN GENÇLERİMİZ

Bu Ülkenin En Acı Gerçeği.

Değerli okurlar, önceki yazımda Motosiklet Kovboyları başlığı ile Hatay’da kontrolden çıkan motosikletin devrilmesi sonucu vefat eden 15 ve 16 yaşındaki iki evladımızın acı haberini konu yapan bir yazımı sizlerle paylaşmıştım. Bu konuya tekrar değinmek istedim.

Son yıllarda ülkenin dört bir yanında Pıtrak gibi yüksekokullar açılıyor. Ve hatta bu özel okulların sayısı devletin okullarını çoktan geçti. Zengin iş adamlarına bazı vakıflara yeni ve çok kazançlı bir kazanç kapısı oldu. Tabelalar yükseliyor, açılışlar yapılıyor, konuşmalar ediliyor: “Gençlerimiz artık üniversiteli!” deniyor. Ama kimse çıkıp da “Bu mezunların yarın bir işe gireceğinin bir garantisi var mı?” diye sormuyor.

Sorsalar, cevabı skuter (Sctoor) motosikletlerin egzozunda saklı. Diplomasını duvara gururla asacağını hayal eden gençlerimiz, erkek olsun kız olsun, bugün cehennem sıcağında, yağmurun altında, kar fırtınasında, can pahasına paket taşıyor. Neden? Çünkü o pıtrak gibi açılan yüksekokulların çoğu, birer etiket fabrikasına döndü. Eğitim yok, nitelik yok, gelecek yok. Diploma var; ama karşılığı yok. İnsan ister istemez soruyor: Biz bu çocuklara gerçekten bir gelecek mi veriyoruz, yoksa diploma dağıtarak sadece avutuyor muyuz?

Bu gençlerimiz, okulda sadece ders değil, umut da çalıştılar. Aileleri “Oku da hayatın kurtulsun” diye yıllarca fedakârlık yaptı. En az dört yıllık emek, harçlıkla biriktirilmiş kitap paraları, ailelerin umutla dolu gözleri… Ve sonunda eline diplomasını alan bir genç.  Bir zamanlar “meslek sahibi olacak” denilen bu gençlerimiz, bugün yağmurda, karda, ayazda motosikletle paket dağıtıyorsa; ortada konuşulması gereken çok daha büyük bir sorun var demektir. O umutlar bugün kuryelikte kırılmasın da nerede kırılsın?

Motokuryelik elbette küçümsenecek bir iş değildir. Motokurye olmak ayıp da değildir. Emek kutsaldır. Ayıp olan şey, dört yıllık eğitimin sonunda gençlerimizi can güvenliği olmayan bir mesleğe mecbur bırakan bu düzendir. Ayıp olan, liyakat yerine torpilin geçerli olduğu bir ülke yaratmaktır. Ayıp olan, üniversite açmayı kalkınma sanmaktır.

Ayıp olan, gençleri “nitelikli işsiz” yapan politikalardır.

Ama mesele şu ki: Üniversite mezunu bir genç, emeğiyle değil, aldığı eğitimin karşılığını göremeyişiyle canı pahasına yollara düşüyor, kazalara karışıyor, psikopatların tacizlerine tecavüzlerine uğruyor, canından oluyor.  Çünkü masa başı bir iş için torpil gerekiyor; liyakat yerini çoktan tanıdıklara bırakmış, sektörler daralmış, fırsatlar tekelleşmiş.

Üniversitelerin kapısını çoğalttık ama içini boşalttık. Diplomayı çoğalttık ama değeri azaldı. Gençleri çoğalttık ama umutlarını azalttık.

Bugün trafikte, kaldırım kenarlarında, trafik ışıklarında bir anlığına gördüğümüz o motokuryeler, hepsi hikâyesini içine gömmüş bir neslin temsilcisi. İçlerinde öğretmen var, mühendis var, sosyolog var. Ve evet, ailesinin “kızım oku, hayatın kurtulur” diye büyüttüğü genç kadınlar da var. Artık şu gerçeği görmeliyiz: Üniversite açmak kalkınma değildir. Kalkınma, mezunlarının diplomalarıyla hayat kurabildiği bir düzendir. Bu ülkede üniversite mezunu kuryelerin sayısı artarken, yönetenlerin tek derdi hâlâ yeni üniversite açmaksa, ortada yalnızca eğitim sorunu değil; gelecek suçu vardır.

Biz, gençlerine yol gösteremeyen bir ülke olduk. Onlar da mecburen yolun kendisi oldular: Motosikletin üstünde, her gün yüzlerce kilometre.

Ve kimse kusura bakmasın:

Bu ülkede, geleceksiz işlere mecbur bırakılan bu gençlerin hakkını yemek, bu ülkeye yapılmış en büyük haksızlıklardan biridir.

Evet, bu ülkenin acı  gerçeği. İçişleri Bakanımızın 6.12.2025 günü yaptığı açıklamaya göre motokuryelerin ve çocuk yaşta skuter kullanan gençlerimizin karıştıkları kazalar toplam kazaların %53 imiş. 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ