A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

PAZARDAN PAZARA

Değerli okurlar, Yozgat’ı ziyaretlerimizde akrabalarımız ve dostlarımızla hasret giderdikten sonra konu hep “ne olacak Yozgat’ımızın hali ”sorusuna gelir. İşsizlik ve göç en büyük sorun olmakla bunun altında yatan ekonomik nedenler çoğu zaman gündeme gelmez, getirilemez. Aşağıda iyi bir gözlemci olan akrabamla yaptığım sohbetten bazı pasajları sizlerle paylaştım. Akrabam Yozgat’ta ikamet ettiğinden ismini açıklamak istemedim. İsimlerimizi benim A.Ç. onun da E.Ç. rumuzu ile belirteceğim.

A.Ç.- Geçmiş yıllarda kurulan pazarlarda çok köylü görürdük. Hem getirdikleri ürünleri satarlar hem de alırlardı. Daha çok pırtı ve hayvan koşum takımları ve sair kullanacakları malzemeler alırlardı. Şimdi onların hiçbirisi yok. Bilhassa meyve sebze ha pazardan almışsın ha çarşıdaki esnaftan almışsın fiyatlar hemen hemen aynı.

E.Ç.- Kuruluşundan beri Yozgat’ı imar edenlerin, bu şehrin ananelerini, arz ve taleplerini nazarı dikkate aldıklarını, zamanın en modern çarşılarını arastalarını ve pazar yerlerini imar ederken Yozgatlının görüş ve önerilerine önem verdiklerini anlamakta zorlanmıyoruz.

A.Ç.- Evet, mesela bizim gençliğimizde “Tul Çarşının” kendine has mistik bir havası vardı.

E.Ç.- Yozgat’ımızın meşhur “TUL Çarşısı” inşaatında çalışan ustaların içerisinde gayrimüslim olanlar olduğu söylenir ve “Tull” Arapça bir kelime olup uzun anlamındadır ve sanat erbabı Tul Çarşı içerisine yerleşmiştir. O yıllarda şeker (şıralık ve tatlı) ihtiyacı için Sorgun, Şefaatli ve Yerköy dâhil merkeze bağlı köylerden kağnılarla gelen üzümler için kurulan üzüm pazarı Tol Çarşının doğu kısmına, un pazarı ve pırtı arastası Tul Çarşının kuzey kısmına, zahire pazarı Tul Çarşının batı kısmına ve odun ve saman pazarı büyük caminin batı tarafına yerleştirilerek çarşı ve pazarların birbirine olan bağını ve alış verişte kolaylık ve biraradalığı çok güzel sağlamışlar.

Örnek olarak o zaman ki Yozgat’a “Şefaatli Karanlık Dereden” gelen üzümler ayvalar. “Sorgun’un Şahmuratlı, Faraşlı, Erkekli” köylerinden gelen üzüm, meyve ve sebzeler. “Sekili ve Yerköy’den” gelen kavun karpuzlar, “Akdağmadeni’nden” tutun “Bişek ve Baltasarılar köyünden” hayvan sırtında gelen meşe odunları satılmak için 1940 ve öncesi yıllarda kendisine pazar yeri bulup bu ürünleri getirenler hiçbir zorluk ve sıkıntı çekmeden getirdikleri ürünlerini pazarlarda satarlarmış.

Alıcı ve satıcının zarar görmemesi için “çarşıağası” pazarların güvenilirliğini sağlarken, şehrin kebapçıları, kalaycıları, nalbantları, demircileri, urgancıları, saraçları, dülgerleri salı günleri müşteri yoğunluğundan alamazmış kendini.

A.Ç.- Çarşıağası deyince aklıma geldi. Annemin dedesi Nurettin Efendi Çarşıağasıymış. Yakası ve manşetleri sırmalı bir kıyafeti varmış.

E.Ç.- Yozgat pazarına gelenlerin yıkandıkları hamamlar, kalmaları için yaptırılan hanlar tıka basa dolar hanlarda kalacak boş yer bulunmazmış. Geçmiş zamanlardan kalan Yozgat’ta imar edilen çarşılar, arastalar, pazar yerleri, hanlar hamamlar zamanın modern şehircilik ve ticaret anlayışını bize sunarken, 2017 yılında Yozgat merkeze bağlı 96 köyden şehir merkezinde hafta bir gün kurulan salı pazarına gelen köylü sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyor.

Sebep! Ürünlerini satabileceği buğday pazarı yok, meyve sebze pazarı yok, hayvan pazarı yok. Olmadığı gibi hali hazırda mevcut sebze meyve pazarına köylünün veya Yozgat’ta üretilen diğer ürünlerin satılabileceği, gerçek bir pazar yeri de mevcut değil.

Haftada bir gün kurulan bu pazarda daha ziyade şehirde sebze meyve satıcılığı yapan esnaf satış yapmakta. Köyden ürün getirip satmak isteyenlere ise pazarda ufak bir yer ayrılmakta. Ayrılan bu yere satış yapmaya köylerden gelenler, gerek pazarcı esnafının, gerekse zabıtanın hoş olmayan davranışlarıyla karşı karşıya kalmaktalar.

A.Ç.- Burada yine araya gireyim müsaadenle. Dayılı Köyünden Gıddili Ahmet anlatmıştı; Sabah erkenden kalkıp tarladan taze domates, hıyar topladım Yozgat pazarına götürdüm. Domatesi elliuruştan hıyarı elliuruştan sayıyom. Bi herif geldi “gardaş hepsini ben alıyom” dedi. “elliuruştan aşağı vermem bilesin” dedim. “tamam, gardaşım hepsini elliuruştan alacağım” dedi. Adamın hali tavrı hoşuma gitmedi merak ettim “bu kadar malı norecen” diye sordum. Eyiki sormuşum. “Ben pazarcıyım senden alıp satacağam” demez mi.Kaça satacağan diye sordum. Bir liradan satacağam dedi. Uyanığa bak. Benden alacak elliuruşa Yozgatlıya satacak 1 liraya. “ Yok hemşerim ben bunları elliuruşa sana satacağıma elliuruşa Yozgatlıya satarım ”dedim. Beş dakka içinde de sattım bitirdim. Ben uğraşıyım yetiştiriyim, sabahın köründe toplayıp Yozgat’a getiriyim adam ayaküstü elliuruş kazansın şu işe bak.

E.Ç.- Böyle işte. Sebze pazarında, süt yoğurt, peynir satışı da belediyece yasaklandı. Süt yoğurt pazarı, sebze meyve pazarından mesafece çok uzakta ve burada sadece süt, yoğurt, peynir, tereyağı satılıyor. Bunların dışındaki ürünlerin satışına getirilen yasak, merkez köylerinden Yozgat’a ürünlerini satmaya gelen hemşerilerimizi Yozgat pazarına gelmenin artık kendileri için zulüm olduğu, bir günde iki ayrı Pazar yerinde ürünlerini satamayacaklarından kendilerini köylerine en yakın ilçe pazarlarına yönelmelerine vesile olmuş ve “Yozgat Salı Pazarı” hem satıcı hem de alıcı açısından cazibesini yitiren bir Pazar durumuna düşmüştür.

Yozgat şehir merkezi, pazarları açısından merkez köyleri başta olmak üzere ilçeleri için dahi çekim merkezi olma özelliğini şehrin ananesine ve özelliğine aykırı yapılan Pazar yerleri ve gördükleri tutum ve davranışlardan olsa gerek gün be gün kaybetmekte.

A.Ç.- Yozgat’ın çevre il ve ilçelerindeki Pazar yerleri hakkında bir bilgin var mı?

E.Ç.- Ben müsait olduğum zaman çevredeki tüm pazar yerlerini gezerim. İlçelerde haftada bir gün kurulan pazar yerleri ile Yozgat’ta kurulan pazar yerini gerek yüz ölçümü bakımından, gerek pazardaki canlılık ve pazarın civar il ve ilçeler, köyler tarafından tercih edilme özelliğine baktığınızda da şehir merkezinin ilçelerin çok gerisinde kaldığını görürsünüz.

Nasıl mı? Örneklere 52.000 nüfuslu Sorgun ilçemizden başlayalım. Her hafta Perşembe günleri kurulan Sorgun pazarının en belirgin özelliği ilçede hayvan pazarının kurulması. Hayvan pazarı gece saat üçte başlar. Yozgat merkez ve köyleri dâhil, Sarıkaya, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Akdağmadeni, Sivas, Şarkışla, Kayseri, Çorum, Alaca ve diğer birçok il ve ilçelerden sorgun hayvan pazarına gelen alıcı ve satıcılarının büyük çoğunluğu, hayvan pazarındaki işlerini bitirdikten sonra Sorgun’da kurulan meyve, sebze, emtia, süt, yoğurt, tereyağı ve kanatlı hayvan ihtiyacını mevcut pazar içerisinden karşılayabilmektedir. Sorgun pazarlarına gelen alıcı ve satıcılar, pazarda mal satmakta güçlükle karşılaşmadıkları gibi pazarlarda mevcut otoparklar ve sosyal alanlarda da diğer ihtiyaçlarını da giderebilmektedirler. Sorgunda kurulan Perşembe pazarı, pazar yeri satış alanı, sosyal tesisleri ve otoparkıyla yüzölçümü ve canlılık açısından Yozgat pazarından epeyce büyüktür.

Her hafta cumartesi günleri kurulan 16.000 nüfuslu Boğazlıyan pazarının en belirgin özelliği, yine ilçede kurulan hayvan pazarının, canlılığını bugüne kadar artan bir şekilde sürdürmesidir. Boğazlıyan pazarına Sarıkaya, Çayıralan, Çandır, Yenifakılı, Şefaatli, Nevşehir, Avanos, Ürgüp, Kalaba, Kırşehir, Mucur, Mersin, Adana, Kayseri, Himetdede ve diğer il ve ilçelerden gelen alıcıların fazlalığı Boğazlıyan pazarının canlanmasına sebep oluyor. Yine Boğazlıyan merkezinde kurulan sebze meyve, süt, yoğurt, tereyağı ve emtia pazarına pazarcı esnafının dışında Boğazlıyan köylerinden ve civar il ve ilçelerden gelen ürünlerin satıcılarının çokluğu da pazarı daha canlı hale getiriyor.

Pazara gelenler, meyve, sebze, emtia, süt, yoğurt, tereyağı ve kanatlı hayvan ihtiyacını mevcut pazar içerisinden karşılayabilmekteler. Boğazlıyan pazarına köylerden ve civar il ve ilçelerden gelen satıcılar pazarda mal alıp satmakta güçlükle karşılaşmadıkları gibi pazardan sebze meyve, emtia ve kanatlı hayvan alım satımını aynı pazar yeri içerisinde gerçekleştirilmektedir. Pazar yerinde bulunan otopark ve sosyal tesislerde ihtiyaçlarını giderebilmektedirler. Boğazlıyan da kurulan “cumartesi pazarı” Pazar yeri satış alanı, sosyal tesisleri ve otoparkıyla yüzölçümü ve canlılık açısından da Yozgat pazarından büyüktür.

5400 nüfuslu Kadışehri ilçesi pazarına gidelim. Her hafta pazar günleri kurulan Kadışehri pazarının en belirgin özelliği yine ilçede kurulan hayvan pazarının canlılığını bu güne kadar sürdürmüş olmasındandır. Kadışehri pazarına Tokat, Turhal, Zile, Sulusaray, Çekerek, Aydıncık, Sorgun, Amasya, Suluova, Alaca ilçelerinden gelen tüccarların büyük çoğunluğu da hayvan pazarındaki işlerini bitirdikten sonra Kadışehri’nde kurulan meyve, sebze, emtia, süt, yoğurt, tereyağı ve kanatlı hayvan ihtiyacını mevcut pazar içerisinden karşılayabilmektedir. Kadışehri pazarlarına gelen alıcı ve satıcılar, pazarda mal satmakta güçlükle karşılaşmadıkları gibi pazarlarda mevcut otoparklar ve sosyal alanlarda diğer ihtiyaçlarını da giderebilmektedirler. Kadışehri ilçesinde Pazar günleri kurulan pazar yeri 5400 nüfusa sahip bir ilçe açısından büyük bir önem arz eder.

Merkez köyleri ahalisi, kendi yetiştirdikleri ürünleri getirip satmakta pazar yerlerinin yanlışlığından, bazı pazarların şehir merkezinde hiç kurulmadığından (hayvan pazarı, buğday pazarı gibi) ve kendilerine ayrılan yerlerin yetersizliğinden ve şehirde yaşanılan otopark sıkıntısından yakınıp şehir merkezi yerine ilçelere gitmeyi tercih ediyorlar.

Kazankaya’dan traktörle soğanını satmak için gelen soğan üreticisi, Yerköy’den Sekili’den kavun satmak için gelen kavun karpuz üreticisi, Şefaatli’den üzüm satmak için gelen üzüm üreticisi, Akdağmadeni’nden patates satmak için gelen patates üreticisi şehrin pazarcılarından gördükleri kötü tavır ve davranışlar yetmezmişçesine zabıta ekiplerinin de kendilerine pazarda yer gösteremedikleri için Yozgat şehir merkezinde kurulan pazara gelmeyi tercih etmiyorlar. Salı ve Çarşamba günleri kurulan pazarlar “pazarcı esnafına” yönelik bir pazar halini almış durumda.

İlçe köylerinde ve merkez köylerinde yaşayan hemşerilerimize eskiden sizin oralardan Yozgat pazarına çok gelen olurdu, şunlar şunlar gelir satılırdı, şimdi neden gelmiyorsunuz? Diye sorduğunuzda birçoğunun size vereceği cevap “Amaaann Allah düşürmesin gardaş, bir keresinde bir traktör soğan getirdim de anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Pazarcılardan ayrı, zabıtadan ayrı sorgu sual gördük. Üstüne üstlük traktörü çekecek yerde yok. Arabaşılık iki culuğu satacak yer yok, sattırmadılar aldım geldim” gibi bu veya buna benzer cevapları işitirsiniz.

Öte yandan Yozgat şehir merkezinde kurulan Pazar yerleri pazara gelen alıcılar içinde zorluklar yaşatmakta, pazar yerlerinde otoparkların olmayışı, pazar yerlerinin darlığı ile süt, çökelek pazarı ve sebze pazarının ayrı ayrı yerlerde kurulması satıcı kadar alıcıyı da mağdur etmekte.

Yozgat şehir merkezinin en azından haftada bir gün köyleriyle ilçeleriyle kucaklaştığı, ticaretin hayat bulduğu, dost ve arkadaşların buluştuğu, ilçelerden veya köylerden gelenlerinde pazar yerinde ürünlerini satabileceği otoparkları ve sosyal tesisleri olan geniş bir pazar yerine ihtiyaç bulunmakta ve dileğimiz bu ihtiyacına en kısa sürede kavuşmasıdır.

A.Ç.- Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Salı pazarının neden bu kadar sönük ve cansız kaldığını şimdi daha iyi anladım. Allah gani gani rahmet eylesin Yılmaz Göksoy hocam şöyle anlatmıştı; “Köyümüz Yozgat’a 21 km uzaklıkta idi. O zamanlar böyle vesaitler yok. Sabah saat sekiz, dokuz sularında Yozgat pazarında olmak için horozların ilk ötümünde yaya olarak veya eşeklerle köyden çıkardık. Yozgat’a 10 km. kala, aşağı yukarı yolun yarı yerinde Şahanoğlu pınarı diye bir kaynak vardı. Diğer köylerden gelenlerle birlikte orada bir süre konaklar hem hayvanlarımızı biraz dinlendirir hem yanımızda getirdiğimiz azıklarımızı yer hem de komşu köylülerle biraz sohbet ederdik. Sonra da bir kafile halinde Yozgat’a giderdik.

Yirmibir kilometre yolu yaya yürümek? Subaşında dinlenmek dâhil nereden baksan beş saatlik bir yol. Birde bu yolu geri dönmek var. Bunun için eski toprak demişler. Nur içinde olsunlar.

17.11.2107

OKUR YORUMLARI
SUDE ÖZTÜRK
23.11.2017 12:44:00

Sayın Çapanoğlu,
Pazardan pazara yazınızı üzülerek okudum. Meyve sebze pazarı ile süt yoğurt peynir pazarının birbirinden uzakta olmasının sebebini anlayamadım. Şehirlerin pazarlarında hepsi aynı pazarın içinde ama kendilerine ayrılan yerlerde olurlar. Bu pazarlarda o kadar çok çeşit var ki mutfak eşyası satanlar, giysi satanlar, güneş gözlüğü satanlar, iç çamaşırı satanlar, ayakkabı satanlar vs. Yozgat pazarında ise bunlar değil köylünün getirdiği ve kendi ürettiği ürünleri kolayca pazarlayabilmesi isteniyor. Umarın Belediye Başkanlığı ve Valilik buna göre tedbir alırlar. Bu araştırma yazınız için sizi kutluyorum. Saygılarımla

RIZA KAYACAN
22.11.2017 15:27:00

Bu yazanlar doğru ve Yozgat gerçekten bu hale geldiyse Yozgat bitmiş demektir. Alıcının satıcının köylüsüyle kentlisiyle tüm ahalinin pazardan ihtiyaçlarını karşılayabileceği pazar yeri yapılamıyorsa boş yere organize sanayi yapmaktan, sanayileşmekten, tarımı güçlendirmekten bahsetmesin kimse yazık çok yazık. Oysa istimlak edilip güzel bir haftA alık pazar yeri yapılsa alıcı da satıcı da yaşadığı bu sıkıntıdan kurtulur.

Ahmet Bulut
21.11.2017 13:20:00

Yazınızı Yozgat Ziraat Odası Başkanı, Damızlık Büyükbaş Hayvan Yetiştiricileri Birlik Başkanı, Kücükkbaş Hayvan Yetiştiricileri Birlik Başkanı, Ticaret Odası Başkanı ve Yozgat Belediyesinden okuyan oldu mu çok merak ediyorum. Yozgatta salı günleri süt yoğrurt almak, yerli sebze meyve almak için ayrı ayrı pazar yerleri canımıza tak etti. Nerde bu köylünün ziraat odası başkanı niye sahip çıkmıyor Yozgat köylüsüne,alıcıyıda düşünen yok satıcıyıda

Kadriye ŞAHİN
20.11.2017 22:26:00

Sayın Çapanoğlu Beyefendi; Eskiden tüm ahali, köylü kentli bir birini tanırdı. Babam Rahmetli, ilçe köylerinde yaşayan insanların, kim kimle akraba onların bile seceresini bilirdi. Elbette ki, alış veriş, yol arkadaşlığı, borç alma gibi durumlar insanları bir birine yaklaştırıyor kaynaştırıyordu. Eski hayatlar zor, meşekkatli fakat bir o kadar da neşeli, mutlu, paylaşımcı yaşanırmış. Şimdi bankalar borç urganını insanların boynuna geçiriyor. Kimse kimseyi göremiyor.

Yine ince iğneyle kuyu kazıp, geleceğe miras hazırlamışsınız.

Saygı ve hürmetlerimle Selamlar

Muhsin Köktürk
20.11.2017 21:47:00

Sayın Abdulkadir Çapanoğlu,
Yazınızı ilgiyle okudum. Şöyle çocukluk günlerine döndüm bir an. Babamla o salı pazarlarında alışveriş ettiğim günler geldi aklıma. Her şeyin en doğalını ilk elden alıp yerdik. Hiç unutmam, üzümü kasayla alırdık köylülerden. Canlı tavuk, yağ, yoğurt, şimdi arayıp da bulamadığımız organik yumurtalar, daha neler neler...
Ne kaldı ki geçmişin o güzelliklerinden?... O birbirinden bağımsız, bahçeli evler yok oldu. Güzelim "Bademlik" yok oldu. Çamlık o eski özgün havasını yitirdi. O nostaljik faytonlar ortadan kalktı. O eski komşulukların yerinde yeller esiyor şimdi. Kısacası geçmişin tüm güzellikleri silindi belleklerimizden.
Deşme yaramı be kardeşim, deşme! İnan ki gözlerim yaşarıyor o çocukluk günlerimi anımsarken. Ah nerede o eski günler?...

Adınız ve Soyadınız
17.11.2017 14:42:00

ABDULKADİR BEY YAZINIZDA GEÇENLERİN TAMAMI ÇOK DOĞRU TESPİTLER YOZGATINMERKEZ KÖYLERİ YÖNLERİNİ KENDİLERİNİ KÖYLERİNE EN YAKIN İLÇELERE İLÇELER VE İLÇELERE BAĞLI KÖYLER İSE İLÇEDE TEMİN EDEMEDİKLERİ HER TÜRLÜ İHTİYAÇ İÇİN YÖNLERİNİ KENDİLERİNE KOMŞU VİLAYETLERE VEYA KOMŞU VİLAYETLERİN İLÇELERİNE ÇEVİRMİŞ DURUMDALAR. YOZGAT ŞEHİR MERKEZİ BİTAP VE SAHİPSİZ HALDE

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ