ONBAŞILK İMTİHANI

Değerli okurlar 31 Mart yerel seçiminde milletçe önemli bir imtihandan geçtik. Bu imtihan, 1974 yılında benim ve o sırada birlikte olduğum üç topçu Astsubay arkadaşımın şahit olduğumuz bir başka imtihanı anımsattı. Uçaksavar asteğmeni olarak kıta hizmetimi yaptığım Tugay, Ankara'dan gelen yüksek rütbeli subaylarca dört yılda bir yapılan büyük denetlemeden geçiyordu. Bu stres ile tüm birlik komutanları süratle eksiklerini tamamlıyorlardı. Bitişik birliğin üsteğmeni de eksik olan onbaşı kadrosunu tamamlamak için binanın gölge olan kısmında ve tamda bizim pencerenin altında uygun gördüğü erleri onbaşı yapmak için usulen bir sözlü imtihan yapıyordu. Bizzat şahit olduğumuz bu olayda uyanık bir er, üsteğmenini çileden çıkarırken bizimde gülmekten çene kaslarımız ağrımıştı. Aklımda kadarı ile imtihan şöyle sürdü.

-Sınır komşumuz ülkeleri say bakayım.

-………………………………………

-Oğlum komşu ülkeleri bilmiyormusun? Hani sonu tan ile biten

- Biliyorum komutanım, Hindistan, Pakistan……..Arabistan.

- Başlarım şimdi Hindistan’ından Pakistan’ından. Ulan sınır komşumuz diyorum.

- …………………………………………

- Oğlum sınır komşularımızı saysana.

- Suriye

- Aferin, başka

- Komutanım sen sonunda tan olsun dedin. Bende Suriye'yi, İran’ı, Irak'ı saymadım.

- Tamam geç onları başka komşumuz.?

- Bilmiyorum komutanım

- Oğlum Yunanistan'la Bulgaristan bizim komşumuz değil mi?

- Onlar komşumuz değil komutanım düşmanımız.

- Oğlum biri düşmanımız biri dostumuz. Peki, başka düşman komşumuz var mı?

- ……………………………………………..

- Oğlum Türkiye haritasını şöyle gözünün önüne getir. Kuzeyde bir komşumuz var hani Karadeniz’in üzerinde.

- …………………………………………….

- Hani haritadaüzerinde U.S.S.R yazar.

- Evet komutanım palaskalarımızın içinde  de yazıyor.

- Ne yazıyor?

- USA yazıyor.

- Ne alaka ulan şimdi USA. Peki ne demek USA?

- Amerika demek komutanım.

-Aferin, bunu bari bildin. Şimdi söyle kim bizim düşmanımız?

- Amerika.

- Ulan şimdi yiyeceksin tokadı. Amerika niye bizim düşmanımız olsun oğlum?

- Sen dedin ya komutanım.

- Ulan ben ne dedim?

- USA.

- Ulan USA düşmanımız mı dedim.

- ……………………………………….

- Peki Rusya diye bir ülke biliyor musun?

- Biliyorum komutanım.

- Rusya dostumuz mu düşmanımız mı?

- Dostumuz komutanım.

- Oğlum sen manyakmısın? Rusya bizim neden dostumuz olsun?

- Dedem söyledi.

- Ne söyledi?

- Kurtuluş savaşımızda Rusya bize hem silah hem de altın vermiş.

Bu hikâyecik umarım sizi de tebessüm ettirmiştir, seçim sonuçları gibi.

Polatlı Top ve Füze okulunda yedek subay öğrenci iken komutanlarımız sık sık şöyle uyarıda bulunurlardı; Birliğinizdeki askerler her vesile ile sizi imtihan ederler. Bilmediğiniz bir konu sorarlarsa boş bulunmayın “sen daha bu konuyu öğrenmedin mi, aç kitabı öğren ve gel anlat bakayım” diye cevap verin derlerdi.

Kıta hizmetinde iken bir gece yürüyüşü yapıldı. Uzun bir yürüyüşten sonra bir düzlükte mola verdik. Işık olmayan bu yerde ben hayran hayran gökyüzünün muhteşem görüntüsü seyrediyordum. Birliğimdeki üç ast subayda benimle birlikte oturuyor, üsteğmenimizde ayakta geziniyordu. Haydar isminde lise mezunu çok okuyan alevi bir çavuşum vardı. Birkaç çavuş arkadaşı ile yanıma gelip oturduktan sonra Haydar sordu; Komutanım bu Kutup yıldızı, Küçükayı, Büyükayı hangisi oluyor. Ben cevap verdim.

-Kutup yıldızı kuzeyde olması gerekir ve diğerlerine göre daha parlak olması gerekir ama burada kuzey bile ne taraf bilmiyoruz ki. Bir pusulamız olsaydı en azından kuzeyi bulur ona göre tahminde bulunabilirdik. Büyükayı, Küçükayı’yı ben daha öncede merak etmiştim ama bakılınca o kadar benzeyen şekil çıkıyor ki ancak astronomi ile ilgilenenler belki bir bakışta bulabilirler.

O zaman Haydar dedi ki

-“Üsteğmene sorun komutanım, o bilir.” Tam o sırada üsteğmende yanımıza gelmişti bende ona sordum. O sırada elleri arkasındaydı. Bir süre gökyüzüne baktı sonra sağ elini havada gezdirerek şurada bir yerde olması gerekir deyip uzaklaştı. İşte o gün hayatımın bir dersini daha aldım. Haydar, “komutanım hep böyle yapıyorlar, bilmedikleri konularda bilgiçlik taslıyorlar. Siz öyle yapmıyorsunuz, bilmediğiniz bir şey olursa getirin kitabı bakalım diyorsunuz.” Dedi. O zaman uyandım. Haydar'ın soru tuzağına düşmüştüm. Haydar beni de imtihan etmişti. Evet, Topçu okulunda hocalarımızın bize ettikleri tembihi unutmuştum. İyi ki unutmuşum. Ama kıta hizmetimi yaparken bilmediğim bir soru ile karşılaştığımda kamyonlardan birisini kürsü gibi kullanıp üzerine çıkıyor oradan kuş bakışı ile kitapta yazılanları uygulatmaya çalışıyordum. O tembihi iyi ki unutmuşum…

Seçim sonuçları hem ülkemize hem Yozgat'ımıza hayırlı uğurlu olsun inşallah. Sayın Hemşerilerimi ve Sayın Dr. Kazım Arslan Beyefendiyi en içten duygularımla kutluyor saygılarımı arz ediyorum.