A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ÖTANAZİ (ÖLÜM HAKKI)

Değerli okurlar, doğada canlıların belli bir yaşa gelince ölmesi, doğurganlığının yani üremesinin,  sona ermesindendir. Doğa, canlıların soylarını devam ettirmelerini ister. Bunun içinde üremesi gerekir. Üreme işlevini yitiren canlının bu dünyada artık işi yoktur. Boşuna yer kaplar, hem doğa için hem de kendilerinden sonrakiler için artık bir külfet olmaya başlamıştır.

"yaşlanınca elden ayaktan düşmeden kimseye muhtaç olmadan bu dünyadan göçüp gitmek" en içten duamız oluyor.

Çocukluğumuzda pek ender duyduğumuz kanser hastalığı Allah muhafaza her evde bir kanser hastası duyumu haline geldi. Keza Alzheimer rahatsızlıkları da böyle olmaya başladı. Çevremizdeki bazı yaşlıların da Alzheimer olduğu duyumları bir hayli fazlalaştı.

Eskiden unutkanlık belirtileri başlayan yaşlılarımız için "bunadı" tabiri kullanılırdı. Alzheimer rahatsızlığı da böyle başlıyor.  Bazı doktorlar o rahatsızlık Alzheimer değildi bunamaydı diyorlar. Ben de bugün Demans denilen rahatsızlığın bunama olduğunu düşünürdüm. Türkiye’de 800 bin Alzheimer hastası olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Mustafa Ar, “65 yaşın üstündeki her 8 kişiden 1’i ve 85 yaşın üstündeki her 2 kişiden 1’i Alzheimer hastalığına yakalanıyor" diyor, korkunç.

Dr. Mustafa Ar, demans'ın unutkanlığın ön planda olduğu birçok hastalığa verilen genel bir isim olduğunu.  Demans'ın bir çeşidi olan Alzheimer hastalığının, daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkan ve unutkanlığın yanı sıra çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan, günlük yaşamsal aktiviteleri bozan genetik (irsi) ve ilerleyici özelikte bir beyin hastalığı olduğunu. Halk dilinde ‘bunama’ olarak tarif edilen demans hastalığının, hastayı sosyal ve mesleki açıdan olumsuz etkileyerek önceki yaşantısına göre gerilemeye yol açacak derecede fonksiyonlarda ilerleyici bozulma anlamına geldiğini vurguluyor.

Değerli okurlar, çok eski yıllarda ölüm yaşı kırklı yıllardaymış. Vefat edenler içinde "ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane" diyerek her ölümü tevekkülle karşılarlarmış. Bu yüzden de şimdi yaşlanma ile ortaya çıkan birçok hastalık bilinmezmiş. Zamanla ölüm yaşı ellili yaşlara ve şimdilerde yetmişli yaşlara doğru tırmanmaya başladı hatta seksenli yaşların ortaları normal sayılıyor. Beden eskidikçe de hiç bilmediğimiz değişik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.

İnsanlar ileri yaşlara gelip kendilerini idare edemez bir hale gelince de hem ailesi için hem de devletler için maalesef yük olmaya başlıyor. Çalışan evlatlar bu şekildeki ebeveynlerini evde yalnız bırakamayınca bir huzur evine bırakıyorlar. Bu da maddiyata bakıyor.

Huzurevi denilen para tuzağı kalitesiz yerlerde ise yaşlılara nasıl muamele edildiğini eğer basına yansırsa üzülerek öğreniyoruz buda işin bir yanı. Diğer yandan, bakıma muhtaç hale gelmiş ama aklı başında olup da huzurevine yerleştirilen bu insanların evlat ve torun özlemleri de ayrı bir fecaat.

İkinci konu da, bilhassa özel hastanelerde doktorların artık bir şey yapılamayacak ve bir süre sonra kesin öleceğini bildikleri, bilinçsizce ve koma halinde yatan hastaların cihazlarla yaşam süresini uzattıkları hastanın ve yakınlarının sırtından hastaneye para kazandırma olayıdır.

Bildiğiniz gibi, dünyanın gelmiş geçmiş en güzel artistlerinden olan Alain Delon, 2019'da felç geçirmiş ve hafıza sorunları yaşamaya başlamıştı. 86 yaşındaki Delon, yaşlandığını ve sağlık durumunun artık eskisi gibi olmadığını belirtip ötanazi'ye başvurmaya karar verdiğini söyledi. Ünlü oyuncu, açıklamasında engelli bir yaşlı adam olmak ve hastalıklarla yaşamak istemediğini şöyle dile getirdi: Yaşlanmak berbat. Hiçbir şey yapamıyoruz. Görünüşümüzü ve görme duyumuzu kaybediyoruz. Ayağa kalkamıyor, ağrı hissediyoruz. Büyük bir eziyet." diyordu. Ve ötanazinin yasal olduğu İsviçre de kendisine ötanazi yaptırarak 86 yaşında hayatına son verdi.

Değerli okurlar benimde düşüncem, artık bütün ülkeler ötnazi'yi serbest bırakacak yasaları biran önce çıkarmalılar. Benim dışımda kimse benim ne kadar yaşayacağıma karar veremez. Hiç kimse yukarda yazdığım durumlara düşmek ve o rezillikleri yaşamak istemez. Eşi ve çocukları dâhil kimseye muhtaç duruma düşmek istemeyen bir insanın yaşama tercihi kendisine bırakılmalıdır.  

Dilerim Türkiye'deki tıp heyeti bu konuda öncülük ederler.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ