A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

NOOLDUYSA BAŞGA BAYRAM GORMEDİK

Değerli okurlar, bu bayram yazım, kalbimin köşesinde ayrı bir yer verdiğim kıymetli kardeşim Rıfat Çakır’ın yazılarından birisi. Aslında Yozgat ağzı ile yaptığı bir anlatıyı Yozgat “İleri Gazetesi” ndeki köşesinde yazıya dökmüş.  Bu metinde neler var?     Bayram öncesi yapılan hazırlıklar. Babasının kurban almasıyla başlayan heyecan, pazara gitmeleri, yeni giysiler alınması, ailenin birlikte geçirdiği zamanlar. Günlük yaşamın detayları, kullanılan kelimeler, alışveriş yapılan ürünler ve ortamlar köy yaşantısının zenginliği aile fertlerinin rolleri, annenin sert ama sevgi dolu hali, babanın neşesi, çocukların masumiyeti ve aile içi tatlı çatışmalar mizahi ve duygusal yönleriyle anlatılıyor. Alınan eşyalar, yolda yenen yemekler, kurban kesimi sonrası yemek hazırlıkları da anlatıya derinlik katıyor.

Kısaca, İç Anadolu bölgesine (özellikle Yozgat-Sorgun civarı) ait yöresel ağızla yazılmış son derece canlı, duygulu ve nostaljik bir bayram anısı.  İçinde güçlü bir halk kültürü, geçmişe özlem, aile dayanışması, yoksulluğun içindeki zenginlik ve mutluluğun sade halleri vardır.

Bu vesile ile buradan bir kere daha hem kendisine hem Yozgat’ın mülki amirlerine hem de özellikle Çamlık TV. Yöneticilerine sesleniyorum.  Yozgat lehçesini en güzel konuşan Rıfat kardeşimin en azından 8-10 anlatısını, örneğin Büyük Sinema salonunun sahnesinde veya bir köy odasında ve bir sohbet havasında çekimini gerçekleştirip yayınlayınız. Bu sadece benim değil Rıfat Çakır Kardeşimi tanıyan ve yaptıkları her kültürel organizasyonda sunuculuk yapması için davet eden hemşerilerimin isteğidir.  Yerel kültürün ve Yozgat ağzının yaşatılması için çağrımızdır.

Bazı organizasyonlarda araya sıkıştırdığı anlatıların videoları youtube da yayınlansa da bunlar telefonlara kaydedilen amatör çekimler olduğundan beklediğimiz lezzeti  vermiyor.

 Böyle özgün ağızlara ve anlatım tarzlarına sahip kişilerin kayıt altına alınması, sadece bireysel değil, kültürel bir mirasın korunması anlamına gelir. Nitekim yıllar önce İstanbul’da Elazığlı Avukat arkadaşımın bana hediye ettiği bir teyp kasetinde Elâzığ ağzı ile Pirpirim (semizotu) aşı tarif eden bir hanımın konuşmasını ve yine aynı kasette Elâzığ ağzı ile gelin-kaynana atışmasını defalarca gülerek dinlemiş dostlarıma da dinletmiştim. Kıymetli Hocam Prof. Öcal Oğuz’a da somak isterim, bu yerel ağızların da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerinde yeri var mıdır?

Allah geçinden versin ama emrihak vâki olup Rıfat kardeşim aramızdan ayrıldığında büyük bir pişmanlık yaşamak istemiyorsak lütfen bu duyurumu önemseyiniz.

Değerli hemşerilerim, Yozgatlı olduğum halde aşağıdaki anıyı eşime dostuma okurken sözcükleri Yozgat ağzı ile söylemeye çalışıyorum ama asla Rıfat kardeşim gibi olmuyor. Bakalım siz becerebilecek misiniz?

 “Beş gişiynen bi gurban aldım yedi gişiyi götürür” (sırat köprüsünde) dedi babam. Anam “Allah gabil etsin” dedi. Hemen elimizdeki işleri bırakıp babamın yanına sokulduk. Mutlu ve heyecanlı bir ifadeyle babama bakıyoduk. Yarinde uşahların üsdünü goreceğam. Pırtıcı Memmet güze veresiye veriyomuş. Dedi. Uçuyoduk adeta. Dört gün sona bayram. Düşününsene zabah ekmağ, öylen ekmağ, ahşam ekmağ tüm et yiyeciğik. Acer (yeni) üst baş. Şeker zibil. 

Sanki dört gün değil dört yıl var gurbana. Günler geçmek bilmiyo. Pilav, cıbır mantı, bekmez, turşu. Evde başga çeşit yoh. Hemen Dazgirin Üsüyün’ün eve gittik ve gurbanımıza bahdıh.

Eve geldiğimizde rahmetlik anam sıyırgıynan  (ahırlarda veya ahırlarda biriken dışkıları   toplamak için kullanılan gübre sıyırıcı) babamı guvalıyo. “Gudurdun kafir hayırlı mübarek günü” diyerek. Babam gülerek gaçıyo. Nedeni de babam anamın etini sıharak “Bundan soona benim işim etinen ekmek, eti ete dürtmek” demiş ondan guvalıyomuş. O ne demase bilemiyoduh tabi.

"Babam zabaanan alayıcığımızıda topladı. Cinni Şavgı'nın moturun vagınatına bindik. Sorgun’a Perşembe Bazarı’na gittik. Saraacılılı Pırtıcı Memmedin tükene geldik. Bennen abime gadife pantul, gazah, aldı. Bana laylun bi kilte (Çerçilerin sattığı naylon delikli yazlık ayakkabı), abimede Canik marha soğukkuyu  (kışın ayağı soğuk tutan siyah lastik ayakkabı) ayaggabı aldı.. Aynı gün Zoddur Fadimenin gaysileri ve Gubuduğun Sultanın hıyarları yolmıya getdik. Gotaçığın Şekirin it pinede yatıyomuş. Biz gormedik. Nası ılgarsa benim ayahdan duttu. Beri öte derken bi bahdım ki kilteyi haşat etmiş. Biton zopa yediydim anamdan". Sonaki günlerde babam Kôr Çerçiden bana gôo bi kilte daha aldı.

Bizim gızlara birer fisdan, işlengi örüyolar diyi etamin, humayın (beyaz kumaş), masıra, tığ, sındı (makas), yumah, inne, sim filan aldı. Birine yeşil birine mavi laylun ayaggabı, 3 dene de biyaz bürük aldı. Anama biyaz bi don, bidene dikolta, 4 metire de pazen gumaş aldı. 2 çift mes ve anama bi sarı laylun ayaggabı aldı. Gendime ıskarpın ayakgabı alacağam aminim dedi. Aldı. Guvez bi mintan, boz renkli bi saho (ceket),  yunlu bi pantulda gendine aldı. Cebimize üsdün hayırlı olsun diyene verilmek içün ikişer avuç sormuh şekeri ve bi kese kağadi gabıhlı fıstık aldı.

Perşembe Bazarı ana baba günüydü. Kimse kimseyi masimiyodu (önemsemiyordu) . İster inanın ister inanmayın avratlar erkağen önünü geçiyolardı. Hemi de sahalı döşünde hacıların bile. Moturun yanına geldik. Lale dağermeninde zavar (boş konuşma dedikodu) uğudüyolarmış acik bekliyeciğik dediler. Acıhdıh. Anam azzıh olarah 3 yımırtaynan, çokelik, suvan ne goymuş. Bi gırana (kenara) oturup onnarı yedik. Babam pıçahları kosüreletmek (bileylemek) için masat, gendine aynayınan darah, gapıya da bi firek (kilit) aldı. Tukenin saabı Ihsen Ağa, guze veresiye veririm diyincik babam ordan anadut(dirgen), yaba, dırmıh, zelvebağ (boyunduruk çubuğu), boyunduruh, yan gayişi, sabınnaa, yaba, düven dişi ne aldı. Tukenin saabı cebinden bi gelep para çıhardı. Hepimiz yutgunarah bahdıh. Koyde ne gatlek çalışırsan çalış, koy tüm bi arıya gelsin o gader para gazanamaz.

Yandaki gapcıya girdik. Laylun boduç, su içmek için meşiref, ırbıh, bi dene ilağançe, 2 zehen aldı. Bi dene teşt, bidene küpeli gazan, 2 dene gözer ve 1 un elağ veresiye verinni dedi adam vermedi. 

Ordan toptancıya geldik. Bi Batman duz, 1 teneke külek yağ, 4 gutu kirpit, idariye fitil, 2 denede 8 numara lamba şişesi aldı. Gotaçığın Keşli Şavgı’nın ısmarıcıymış, 3 pakit birinci, 1 pakit Bafra cuvarası aldı. Lamba şişesinin birini ben birinide abim boynumuza dahdıh.  Gırılmasın diyi. Babam bize püsgut, lohum, sarı üzüm aldı. Köye bi geldim. Yörüyüşüm bile denişdi. Ellerim cepte, milletinen omuzumun üsdünden gonuşuyodum. En acer üst bende. Alayıcığınında gotü yamalıhlı. Arada bi suyunan ayağamdaki kilteleri ışıladıyodum. Pantulumun uçguru bile humayındandı (beyaz kumaş). Her şeyim ap acer. Hayırlı olsun diyene iki dene sormuh şekeriynen acik fıstık veriyodum.

Arefe günü geldi. Arefe günü her çeşmeden zem zem suyu akar derlerdi. Anam iş güç telaşesinin paniği ve kızgınlığıyla bağırarak bize “Alayıcığınızda zem zem suyuynan çimecağniz” dedi. Havluya bi ocah yahdı. Üsdüne bulgur gazanıynan bi su goydu. Helkeynen ılışdırıp ılışdırıp böldü ahırdağ sekinin üstünde depemize taşınan döküp, kilinen yağarnımızı üfeliyerek çimdirdi. Babam bıyığını gıvradarak “Ben boşa çimmem” dedi. Anam helkeynen babama bi godu, derbederin soluğnu sapıttı. “Donuz mareşşağnin (iyi huylu ve güçlü eşek) guvaladığı, uşahların içinde gudurdunnu” dedi ve babamı gine guvaladı. Babama niye gızıyosa diyi hep marah ederdik.

Bayram günü yeni asbaplarımızı ve anamın yeni ördüğü yün çorapları giydik. Camiye gettik. Namazdan sonra odıya tüm evler yemek hazırladı. Böyükler yemağ yiyo, artanı guccük uşahların yediği sufrıya gonderiyodu. Hemen tumuyoduh.

Şehriye çorba, bulgur pilavı, yoğurtlu mantı, sini ve sütlü. Bi gağnı yemek. Ye yiyebildiğin gadar. Ekmağmizi yidikten sonra gurbanın yanına geldik. Duvalayıp kesdiler. Yüzdüler, bölüştüler. Biz bu zaman içinde koyün tüm odalarından bi gağnı şeker topladıh. Yarabbi işler heç bitmiyo. Öylen oldu daha eti yiyemedik. Etler bölüşülüncük Hadin Allah gabil etsin dediler ve evlerimize geldik.

Anam tandır evine sacı gurmuş. Kozle kozle ye. Vay gurbanım Yarabbi dünyadaki tüm mutlulukları bitek bizemi verdin.

Anam Besmele çekin garnınız doysun diyo. Niye besmele çekiyim o zaman. Ben bitene gadar yiyeceğam.

Buzdolabı olmadığı için anam etin böyük bi gısmını sızgıt (kavurma) yaptı. Gemikleri ipe asdı guruttu. Babam ite bi gağnı et verdi. İt de bayram yaptı. O gün mallara bi sürü saman döktüler. Yemlerini bol bol attılar. Bereket, bolluk, ganahatli bi şekilde paylaşım, Yarabbi o günden beri ben başga bayram görmedim”.

Rıfat kardeşim o bayramı böyle anlatıyor. Ben de değerli hemşerilerime soruyum; bu bayram noğördünüz? Bu dar zamanda davar sığır kesebildiniz mi? Yoğsam, ne diyek, niyet iyiydi emme nasip olmadı, hayvan kesmedik ama gönül kırmadık mı diyosunuz? Canınız sağ olsun.  1994 yılı Kurban Bayramı’nda maiyetimde çalışan çok müselman bir arkadaşımız eşinin bileziklerini satarak kurban kesmişti, siz öyle yapmayın. Sağlıklı, huzurlu, kazasız belasız günler dileğim ile bayramınızı kutluyorum.

Parantez içindeki açıklamalar âcizane tarafımdan eklenmiştir.

 

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ