A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

KUYUNUN SUYU KİME AİT?

Toplum olarak zekâ oyunlarına, kıvrak manevralara ve küçücük ayrıntılardan büyük haklar çıkarmaya bayılırız. Hele mevzu hukuki bir yorumsa, birçok kişi kendini cin fikirli sanıverir. Oysa bazen bir cümle, bir tebessüm veya bir öğretmenin soğukkanlı bakışı, bütün o hesapları bir anda yerle bir edebilir.

Geçenlerde okuduğum ve aklıma kazınan şu küçük hikâye, bana tam da bu gerçeği hatırlattı: Bir avukat, emekli bir öğretmene bir kuyu satar. Aradan iki gün geçer; avukat elinde evraklarıyla öğretmenin kapısını çalar. “Hocam,” der ciddi bir edayla, “Sizi rahatsız ediyorum kuyuyu size satmıştım ama içindeki suyu değil. Eğer suyu kullanmak isterseniz kova başına ücret ödemeniz gerekecek.”

Bir an durup düşündüğümüzde, kulağa tanıdık gelmiyor mu? “Satarım ama şurası bende kalsın”, “Devrediyorum ama kullanmak istersen ayrıca ödersin”, “Madem fark etmedin, ben de söylemedim” … Toplumsal hayatın küçük ama sık rastlanan manevraları…

Fakat hikâyenin devamı bir o kadar da öğretici.

Öğretmen gayet sakince cevap verir: “Ben de sizi arayacaktım. Lütfen suyunuzu en kısa zamanda kuyumdan çekin. Çünkü suyunuz benim mülkümde duruyor; aksi hâlde kira talep etmek zorunda kalacağım.”

Avukat şaşırır, yüzündeki özgüven yerini mahcup bir tebessüme bırakır: “Hocam… bunu hiç düşünmemiştim.”

Öğretmenin verdiği cevap ise ders niteliğindedir: “Unutmayın evladım, sizleri biz eğittik.”

Bu diyalog basit bir mizah değil; içinde derin bir toplumsal gerçek var. Her mesleğin, her unvanın, her makamın temelinde bir öğretmenin emeği yatar. Bir avukatın hukuk bilgisi olabilir, zekâsı keskin olabilir, ama hayatın adalet terazisi bazen sınıfta öğrenilir, bazen bir sözlüde, bazen de bir kuyunun başında.

Bu hikâyenin hatırlattığı şey şu: Hile, zekâ gibi görünür; adalet ise bilgelik ister.

Ve bilgelik, çoğu zaman emekli bir öğretmenin sakin cümlelerinde saklıdır. Belki de bu yüzden toplum olarak en çok borçlu olduğumuz meslek, hâlâ ve her zaman öğretmenliktir (*)

Yüce Atatürk’ün ilke ve devrimlerine, laik cumhuriyete sahip çıkan saygıdeğer öğretmenlerimin 24 Kasım öğretmenler gününü kutluyorum. Üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerimin manevi huzurlarında derin bir saygıyla eğiliyor, Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.

(*)Öğretmenlik kelimesinin kökü: Öğretmen Türkçedeki ög (akıl, anlayış) kökünden türemiştir. İlim, sanat veya teknik dallarında bildiğini öğretmeyi meslek edinmiş kimseye denir.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ