A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

GERÇEKTEN SAHİPMİYİZ ?

Gazetemiz yazarı Sayın Sezai Bayar’ın “Bindiğiniz arabayı sizin mi sanıyorsunuz” başlıklı makalesini okuyunca aklıma geldi. 
 
Bundan birkaç yıl önce nerede okudum hatırlamıyorum kendimce önemli gördüğüm bir yazıydı. Aklımda kaldığı kadarı ile arz edeyim.
 
Varlıklı bir ailenin biraz haşarı olan delikanlısı babasının İstanbul’da olmadığı bir gün evin önünde duran Mercedes marka otomobilini gizlice alıyor, kendisi gibi birkaç delikanlı arkadaşını alıp Silivri’ye doğru gidiyorlar. Giderken yoldan birkaç şişede bira alıyorlar. Silivri biralarını içmeye devam ediyorlar. 
 
Biraların da etkisiyle kanı kaynayan gençler şakalaşmaya başlıyorlar. Artık nasıl şakalaşmışlarsa! Eve dönme vakti geldiğinde otomobilin anahtarını bulamıyorlar. Oturdukları, şakalaştıkları tüm yerleri arıyorlar anahtarı bulamıyorlar. 
 
Delikanlı heyecan içinde otomobili aldıkları firmayı arıyor. Firma yetkilisi kendilerinin bir şey yapamayacağını ithalatçı firmayı aramalarını söyleyerek firmanın telefonunu veriyor, Kendisinin de firmayı arayıp bilgilendireceğini söylüyor.
 
Delikanlı,  ithalatçı firmayı arayıp durumu anlatıyor ve işin nazikliğini de yalvaran bir sesle iletiyor. Otomobilin sahibi oldukça varlıklı ve etkili birisi olacak ki firma bir elemanını göndereceğini bildiriyor. 
 
Eleman geliyor ve Almanya ile irtibat kuruyor. Almanya kimlik kontrolü yapmasını ve olayın doğrulanmasını yetkili elmandan istiyor. Gerekli bilgi verildikten sonra Almanya soruyor; “otomobil ne kadar bir sürede evin önüne park edilebilir?” Tahmini süre bildirildikten sonra Almanya diyor ki aracı kullanan kişi aracın yanına gitsin ve beklesin.  Aracı bu süre içinde evin önüne götürülsün. Verdikleri süre sonunda araç nerede olursa olsun stop edip kitlenecektir.
 
Delikanlı hemen sürücü kapısının önüne gelip bekliyor. Önce aracın iç ışıkları yanıyor, sonra kapı kilitleri açılıyor ve sonra motor çalışıyor. Gençler hemen binip son hızla evin önüne gelip aracı park edip bekliyorlar. Verilen süre sonunda otomobil aynı şekilde stop edip kilitleniyor.
 
Bu yaşanmış hikâyeyi yazan yazar da yazısını şöyle bitiriyor: Şimdi yüklüce bir bedel ödeyerek bu aracı alan varlıklı beyefendi, sanıyor ki aracın sahibi kendisi ama öyle değil. Demek oluyor ki otomobili üreten firma istediğinde aracı çalışmaz hale getirecektir.
 
Bu hikâyeden şöyle bir kıssa çıkıyor. Aldığımız elektronik aletler tam anlamıyla bizim değil. Hele hele aldığımız silahlar, savaş uçakları, füzeler, bizim sandığımız uydular bizim değil. Bu yüzden dışarıdan aldığımız savaş uçaklarının yazılımlarını milli yapmaya çalışan bilim insanlarımızın düşen uşakta topluca öldürüldükleri iddia ediliyor.  
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ