A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

EMİN ÇÖLAŞAN ve LIDO ANTHONY "LEE" IACOCCA

Ünlü yazarımız Sayın Emin Çölaşan bir yazısında şöyle yazıyordu; Bu gün dâhil bu ülkeyi nasıl çapsız tiplerin yönettiğine, o “büyük” zannedilen çoğu kimselerin aslında nasıl “küçük” olduğuna defalarca tanık oldum. Lido Anthony "Lee" Iacocca da (Ayakoko diye okunur) ” “yüksek mevkideki insanların çok çalıştıklarını hiç boş vakitleri olmadığını sanırdım. O mevkilere geldiğimde kendilerinin ne kadar boş insanlar olduklarını gördüm,” demişti.

(D. 15 Ekim 1924 Allentown, Pensilvanya) ABD'li işadamıdır. Daha çok ünlü Chrysler şirketini 1980'lerde iflastan kurtaran adam diye bilinir. Chrysler, Dodge, Plymouth ve Jeep markaları adı altında üretim yapmıştır. İflasın eşiğinden Voyager-Grand modeli ile dönmüştür. Ayakoko, 1992 yılında emekli olmuştur. Kitaplar yazmış ve pek çok kitaba ilham vermiştir. Bunlara örnek olarak William Novak tarafından yazılmış biyografisi ve kendi yazdığı "Where all the leaders gone?" (Bütün o liderler nereye gitti?) İsimli kitabında seçmenlere ve iş dünyasına, liderlerde hangi özellikleri aramaları gerektiğini anlatıyor. Bush yönetiminin ipliğini pazara çıkaran bu kitabında Lee Iacocca insan merkezli ekonomi, siyaset ve adil bir küreselleşme çağrısında bulunuyor. Lee Iacocca ayrıca tanıdığı bütün liderlerle ve ünlü kişilerle sohbet ve tartışmalarını aktarıyor.

- Fidel Castroyla puro tüttürürken konuştukları

- Suudi Prens Bandar, Prens Charles ve Ted Turnerle tartışmaları

- Lady Sarah Ferguson ile dans ederken fısıldaşmaları

- Bill Clinton tarafından uyandırılması gösterilebilir.

“Yönetmek, diğer insanları motive etmekten daha fazlası değildir,” “Bir şeyi kâğıda dökme disiplini onu gerçekleştirmenin ilk aşamasıdır gibi sözleri edebiyata kazandırmıştır.

Ben en çok “yüksek mevkideki insanların çok çalıştıklarını hiç boş vakitleri olmadığını sanırdım. O mevkilere geldiğimde ne kadar boş olduklarını gördüm,” sözünü severim. Bu sözünü çok severim de çalışanları üç gurupta toplarım.

Benim çalışma hayatım hep özel sektörde geçti. Yönetici konumuna geldiğimde yetkilerim artmıştı ama sorumluluklarım daha fazla artmıştı. İşim ile ilgili sorumluluklarım bir yana ekibimdeki arkadaşlarımın maddi manevi sorumlukları ile yaşadıkları sıkıntılarda da yanlarında olmam yardımcı olmam gerekiyordu. En büyük şansım ise hep sevdiğim işlerde çalışmam ve iyi niyetli ve çalışkan arkadaşlara sahip olmamdı. İşinizi seviyorsanız yorulmuyorsunuz. Çalışmak başarmak sizi daha bir motive ediyor. Çalıştığım işyerlerinde mesai 08.30 da başlarken ben en geç 07.30 da masamın başındaydım. Karşılığını da elbette gördüm. Her yılbaşında çalıştığım şirketin genel müdüründen ya da yön. Krl. Başkanından bir zarf içinde “iyi günlerde harcayınız” temennisi ile uzatıldı.

Bizler özel sektörde böyle çalışırken sizlerin de bildiğiniz bazı işyerlerinde sallabaşını al maaşını zihniyeti ile ve herkesin duyabileceği bir şekilde söylenen “akşam olsa da gitsek” beklentisi içinde çalışılan yerlerde var elbette. Birde hakikaten işini seven çok verimli çok özverili insanlarda tanıdım. Ne yazık ki bu arkadaşların başarılarını kendilerine mal eden karaktersiz amirleri yüzünden “Yan yatanda bir çamura batanda bir” umutsuzluğu içinde çalıştıklarını biliyorum.

1924-1925 yıllarında T.C Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü de yapan ünlü maliyeci Erhan Bener Bey (1928 – 2007),Bürokratlar kitabında bakın nasıl anlatıyor;

Bir kez, Kambiyoya, bana da haber verilmeden bir bayan memurun atandığını öğrendim. Her çalıştığı yerden, “İşe yaramaz, tembeldir, kaytarıcıdır,” diye sicil almıştı. Kendisin çağırdım ve benim servislerimde ciddi çalışması gerektiğini söyledim. Ne var ki, kısa bir süre sonra, şube müdürü bu memurdan şikâyetçi oldu. Sık sık bir mazeret uydurup izin istiyor ya da hiç gelmiyormuş daireye. “Bir ayda, bir haftayı geçmez daireye geldiği,” dedi müdür.

Memuru yanıma çağırdım ve neden daireye gelmediğini sordum. Çok pişkin bir tavırla;

- Devletin bana verdiği aylık ancak bir hafta yetiyor geçimime. Bende o yüzden bir hafta geliyorum işte! Diye yanıtladı sorumu.

Memurun bu haklı yanıtı karşısında susup oturmakta vardı, ama bu yanıt bütün memurlar için geçerli olduğundan, Kambiyoyla ve Hazineyle ilişiğini kesmek zorunda kaldık.

Yukarda bu yüzden yazmıştım “çalışanları üç gurupta toplarım” diye .

Yazarın notu: Kütüphanemde başka kitapları da olan rahmetli Erhan Bener Bey’e nedenini bilemediğim saygı ile karışık ayrı bir sevgi duyarım. Allah’ın rahmeti üzerine olsun.

11.02.2017
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ