A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

Bir Osmanlı Hanımefendisi, Çapanoğlu Ümmühan Hanım

Bir toplantıda söylediği güzel sözü ile hafızalarda kalmış, çok bilgili, dirayetli ve aile içinde çok sayılan bir Osmanlı Hanımefendisi idi. Tanışan herkes onunla sohbet etmekten büyük zevk alırdı. Abdülcabbarzade (Çapanoğlu) Mahmut Bey’in kızı benim de cennetmekân dedem Muhlis Bey’in kız kardeşi idi, yani büyük halamdı. Eşi, Mustafa Paşazade Vasıf Bey’in oğlu Nihat Beydir. Yozgat’ta şehrin güneyinde arkasında küçük bir çam ormanının süslediği ve dört beş kuşaktır ecdatlarının yaşadığı ihtiyar konakta otururlardı. Nihat Bey’in beklenmedik ölümünü oğlu Anayasa Mahkemesi emekli başkanı Mahmut Cuhruk şöyle anlatıyor; 1943 yılı Eylül ayının ilk haftası üniversite imtihanlarına gitme hazırlıkları içindeyken 5 Eylül günü saat 23.00 raddelerinde onu kaybetmiştik. O tarihte Siyasal Bilgiler Okulu ikinci sınıfta olan Nazif ağabeyim 20, ben 18, Küçük kardeşlerim Vasıf 16, Çetin 10 yaşlarındaydık. Annemin gece vakti çocuklar koşun babanız fenalaşıyor sözleri üzerine yanına gittiğimizde herhalde ruhunu teslim etmişti.

Genç yaşta dul kalan Ümmühan Hanım önceleri Yozgat’ta daha sonraları Ankara’da dört erkek evladına hem annelik hem babalık yapar. En büyük oğlu Nazif Cuhruk, Büyükelçi (Paris’te vefat etti). Onun küçüğü Mahmut Cuhruk, Anayasa Mahkemesi Başkanı (90), Onun küçüğü Vasıf Cuhruk, Etibank’ta personel daire başkanı (merhum). En küçük evlat Çetin Cuhruk da K.B.B. Profesörü oldular (82).

Ümmühan Hanımın aslında ilk çocuğu bir kızdı. 1920 yılında vuku bulan Çapanoğulları Hadisesi sırasında daha kundakta bebek olan bu kız çocuğu havasızlıktan boğularak vefat etmişti. Olayın şahidi olan yengesi Ayşe Terken Hanımefendi şöyle anlatıyor; Çerkez Etem Yozgat’ı bastığında Ümmühan Hanımda çocukları ile birlikte konağın altındaki samanlığa saklanır. Üstte Çerkez Etem’in avenelerinin ayak seslerini korku içinde takip ederken ağlamaya başlayan bebeğini susturmak için göğsünü açarak süt vermeye çalışan Ümmühan Hanım bilinçsizce bebeği göğsüne öyle bastırır ki havasız kalan bebek vefat eder. Bebeğinin öldüğünü çok sonra fark eder. Bebeğini, atların yem yedikleri “musul”da samanların arasına saklamaktan başka çaresi yoktur. Bir yanda ölüm korkusu bir yanda ölüm acısı. Ve 1923 yılında ilk çocuk Nazif dünyaya gelir.

Ümmühan Hanımın söylediği o güzel söz ne idi?
Prof. Mehlika Filiz Ulusoy anlatıyor; Anneannem Emine Hanımefendi, Çapanoğlu kardeşlerden Ağır Ceza Reisliğinden emekli Salih Bey’in eşidir. Kardeşi Havva Hanım’ın Ankara’daki evinde, bir kabul günü vesilesiyle akrabalar toplanmışlardı. Ben o yıllarda lise talebesiydim ama anneannem beni de götürmüştü. Misafirler arasında Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından Mahmut Cuhruk’un (Çapanoğlu) annesi Ümmühan Hanımefendi halamız da vardı. Ümmühan Hanımefendi aynı zamanda Çapanoğlu Mahmut Celalettin Bey’in de kızı idi. Yani hem babasının hem de oğlunun isimleri aynı idi. Çok güngörmüş çok olay yaşamış bilgili ve kendinden kültürlü bir hanımdı. Misafirlerin hemen hepsi teşrif etmişler sohbete başlamışlardı ki oğlu Mahmut Cuhruk Bey’in eşi Ayşen Hanımefendinin geldiği görüldü.

O salona girerken Ümmühan Hala (Biz öyle hitap ederdik) gelinini karşılamak için ayağa kalktı. Yanındaki hanım, yavaşça “siz yaşça hepimizin büyüğüsünüz neden ayağa kalktınız?” dedi. Ancak Ümmühan Hala ayağa kalkınca onlar da kalkmak zorunda kaldılar. Hoş geldin karşılamasından sonra yerlerine otururlarken Ümmühan Hala eğilerek yanındaki hanıma yavaşça şöyle dedi: “Eğer ben ayağa kalkmasaydım, başkaları da kalkmazdı, gelinime saygı gösterilmesini isterim.” Klasik gelin kaynana münasebetleri göz önüne alındığında ne ibret alınacak bir durum.

Ümmühan Hanımefendi 20 Ocak 1992 günü arkasında bir tarih bırakarak bu dünyaya veda etti. Mekânı cennet, Allah’ın rahmeti üzerine olsun.

BAŞLAMADAN BİTİRİLEN BASIN MÜZESİ

Değerli okurlar; Üzülerek aldığım bir haberi de sizinle paylaşmak istedim. Başta ilk Türk gazetecisi Çapanoğlu Agâh Efendi olmak üzere basın camiasında Yozgat’ın yetiştirdiği birçok ünlü gazeteci, şair ve yazarımız var. Yozgat Belediyesinin, Merhum Abbas Sayar ağabeyimizden dünyaca ünlü şairimiz Gülten Akın’a kadar onlarca kıymetli yazar, çizer ve şairimizi tanıtacağımız bir basın müzesi projesi vardı. Sayın Taha Akyol ailesinin Belediyeye bağışladığı Akyol Konağı bu müzeye tahsis edilecekti. Haberi duyunca çok mutlu olmuştuk. Yozgat’ta ilk gazete 1910 yılında basılmaya başlamış, Cumhuriyetin 10. Yılında (1933) kamuoyunun takdirini kazanan fevkalade bir gazete çıkarmıştı. Şimdi öğrendiğime göre Belediye Başkanlığı Yozgat Basın Müzesi projesinin Belediye Meclisi kararına rağmen iptal etmiş. Ne diyelim.
Yozgat’ta neler yaşanıyor. Galiba Yozgat için sözün bittiği yerdeyiz.

13.06.2018
OKUR YORUMLARI
AHMET
23.02.2023 15:10:39

Bahri özbek Oğullari Haluk Tansel muhlis özbek kizları ayla hanim vasif ve cetin Cuhruk larin akrabaliklari varmi ?

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ