Değerli kardeşim, hemşerim Sayın Nusret Alper, “pazardan pazara” başlıklı yazıma “nazire” olarak aşağıdaki anısını lütfedip göndermiş. Ben de sizinle paylaştım.

“Bir Gaziantep gezimizde semercilerinde içinde olduğu saraçlar çarşısını geziyoruz. Girdiğimiz saraçlar önünde adamlar Antep’in sıcağında çalışıyorlar. Soru sormazsanız konuşmuyor işlerine bakıyorlar. Nede olsa turist çok dedim kendimce.

Eşek semerleri “kürtünler” o kadar hoşuma gitti ki bu semerlerden almak için büyük bir istek duydum. Çünkü yok artık, yapacak ustası kalmadı,

Dükkân sahibine dedim ki “usta ben bu semerlerden almak istiyorum ama bu semerler bizim oranın semerlerinden büyük bizim oranın semerlerinin arka kolonları şöyle, heybeliği böyle olur” diye tarif ederken, usta dedi ki sen Yozgatlı mısın? Evet dedim. Allah Allah.
Ben bilirim sizin oranın kullandığı semerleri. Aha çocukla aşağı inin çocuk sana semerleri göstersin dedi.

Yanıma 11-12 yaşında bir çocuk verdi dükkânın hemen yan tarafından aşağı inen bir merdivenden dükkânın altına indik kocaman bir mahzen ve içeri saraç malzemeleri dolu. Kolonlar kayışlar, keçeler, dokumalar, at bellemesi, yanlama kolon, hamut, şina demiri, semer ve eyerlerin kaltakları, hatta yayıkların üstüne atılan yayık palası bile vardı ve istemediğin kadar semer.
Çocuk, semerleri yaşının çok üstende bir esnaf tavrıyla indirmeye başladı. Çeşit çeşit, her birinin dokuması, nakışı ayrı, işçiliği ayrı hiçbiri diğerine benzemiyor. Her biri ayrı bir sanat eseri sanki.

Biz çocukla semerlere bakıp konuşurken birden arkamda bir ses duydum irkildim, korktum. Arkamı bi döndüm ki, anaaa! Yan yana dizilmiş yaklaşık 8-9 usta mahzende semer yapıyor. Kimi sırım çekiyor, kimi kamışları kalıba alıyor, kimi kolon dikiyor ve ben bunları arkamdan ses gelinceye kadar fark etmiyorum. Ağzım açık kaldı.

Adamlara ilk dediğim söz şu oldu. Siz her gün burada böyle mi çalışıyorsunuz? Hiç birbirinizle konuşmaz mısınız? Cevap: Çalışırken konuşulur mu? Ya cep telefonunuzda mı yok? Var cebimizde duriii!

İmrendim. Bi düşündüm, bu adamlar bizim orda olsa nasıl olurdu diye? İçimden geçeni tutamadım adamlara dedim ki aha bu sizin mahzen bizim orda olsa sizde orada olsanız değil akşama bi semer çıkarmak haftada bir tane semer çıkmaz. Başımızda patron yok diye ya cep telefonunuzla oynar ya da birbirinizle konuşup iş yapmazdınız.

Yok, yeğenim dedi. Öyle olur mu, her birimiz günde bir semer yapmazsak patron nerden para bulup vericiii bize.

Adamlar, patron başlarında yokken bile çıt çıkarmadan işlerine bakıyor. Sanatlarını konuşturuyorlar. Antep’te altı tane organize sanayi bu sebeple kurulmuş. Ticaretin merkezi bundan olmuş.
İnanın, o yer altındaki mahzende çıt çıkarmadan çalışan semerci ustalarını görseniz sizde benim kadar şaşırırdınız.

10 tane eşek semeri aldım hakiki el işi, amma ne nakış ne işçilik görmek lazım… Aldım onları geldim. Sonra da Çorum pazarına götürdüm. 10 tane eşek semerini sürü sahibi ağalara satmam 15 dakika sürdü üstelik aldığımın 3 katına.”

01.12.2017
OKUR YORUMLARI
SUDE ÖZTÜRK
07.12.2017 10:45:00

Sayın Çapanoğlu, gönderdiği yazısından girişimci bir ruha sahip olduğunu tahmin ettiğim Sayın Nusret Alper beyi tebrik ediyorum. Keşke aynı karakterdeki kişiler dernek gibi, kooperatif gibi bir çatı altında örgütlenebilseler. Basından takip ettiğim kadarı ile Yozgat kadınları erkeklerinden daha cesur ve daha girişkenler. Hâlbuki, Yozgat’ımız birçok konuda bakir sayılır. Üzüldüğüm bir taraf da kendi esnafımız varken dışardan gelen esnafın açtığı işyerlerine Yozgat yerli halkının daha fazla itibar etmesi. Bu arada Sayın Belediye başkanımızın gerek lise caddesindeki gerekse kuyumcular caddesindeki düzenlemesinden sonra alışverişte sanki daha bir canlanma olduğu izlenimi taşıyorum. Umarım öyledir. Saygılarımla.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ