A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

1915 YILININ 18 MARTI

Osmanlı Devleti, her türlü imkânsızlık ve yokluklara rağmen Birinci Dünya Savaşında 150.000 askerden oluşan ordusuna seferberlikten itibaren 2.700.000 takviye insanını da ilave ederek toplam 2.850.000 insanını silahaltına almıştır. Bu 2.850.000 insanımızın yaklaşık 1.000.000 u şehit ve yaralı olarak veya hastalıktan yok olup gitmiştir.

Her günü her iki taraf içinde kahramanlık destanı olan Çanakkale Savaşlarına katılan İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelandave Hint Ordusuaskerleri ile Kanada Güçleri Türklere karşı savaşmışlardır. İstiklal marşımızın ünlü şairi Mehmet Akif Ersoy, bu destansı savaşın büyüklüğünü anlatmak için onu Hz. Muhammet’in yaptığı Bedir savaşı ile mukayese etmiş “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi” demiştir.

Atatürk, her okuduğumda tüylerimi diken diken eden, gözlerimi yaşartan Çanakkale’de ölen Anzak (Avustralya ve Yeni Zelanda) askerlerinin annelerine yazdığı ve dünya tarihine altın harflerle kaydedilen mektubunda şöyle hitap ediyordu;

“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken İngiliz, Fransız, Avustralyalı, Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyunasınız.Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedir ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Avustralyalı bir anne de Mustafa Kemal`in mektubuna şu mektupla karşılık vermişti;

“Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını alicenap sözleriniz hafifletti, gözyaşlarımız dindi. Bir anne olarak bana bir güzelim teselli verdi. Yavrularımızın sonsuz uykularında huzur içinde dinlendiklerinden hiç şüphemiz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa, bizler de size “Ata” demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler, ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan Büyük Ata`ya bütün anneler adına sevgi, şükran, saygıyla.”

Çanakkale Savaşlarının en çok akılda kalan bu sahnelerinden ayrı olarak bende sizlere bu savaşlar sırasında en çok kayıp veren fakat ikinci planda kalan Fransızların bir kolunu kaybeden bacağı ve kalçası kırılan Generali HenriGouraud’un uzun anılarından bir özet arz etmek istiyorum.

Fransızların Çanakkale seferine katılımı müttefikleri İngilizlerin talebi üzerine olmuştur. Çanakkale’ye sefer kararı verildiğinde, Birinci Dünya Savaşı Batı Avrupa’da bütün şiddetiyle sürmekteydi ve Almanlar 800 kilometreye yayılan bir cephe boyunca, Paris’e 80 kilometre mesafeye kadar yaklaşmışlardı. İngilizlerin Almanlara karşı batı cephesine 5 tümenlik bir İngiliz desteği vaadine karşılık, Fransızlar da İngilizlerin genel komutası altında Çanakkale’ye asker göndermeye razı olmuşlardı.

Çıkarmanın başladığı gün Fransızlara verilen görev Boğazın Anadolu yakasındaki Kumkale’ye bir şaşırtma çıkarması yapmalarıydı. Bir başka deyişle Fransız çıkarmasının stratejik bir hedefi yoktu. 25 Nisan günü saat 06.30 sularında Fransız askerleri karaya çıkmaya başlarlar. Bunlara 5 bacası ile tanınan Rus muhribi Askold’da destek verir. Kumkale’de çok kanlı çarpışmalar olur. Kumkale’yi ele geçiren Fransızlara Türkler hiç durmadan saldırı düzenlerler ve çok kayıp verirler. Sonra saldırıyı bırakıp savunmaya geçerler ve Fransızları bu dar alanda hapsederler. Bu şekilde daha az kayıp verirler. Bir süre sonra Türklerin yeni bir saldırıya hazırlandıkları bir sırada Fransızlar bir gece aniden Kumkale’yi boşaltırlar. Fransızların 8-9 aylık süre içinde Çanakkale’de kaybettikleri asker sayısı 15.000 civarındadır. Bu sayı Avustralyalıların kayıplarının yaklaşık 3 mislidir. Yeni Zelanda’nın kaybının ise yaklaşık 5 mislidir.18 Mart günü isabet alarak birkaç dakika içinde batan Fransız Zırhlısı Bouvet ile beraber 600 civarında Fransız denizcisi de sulara gömülmüştür.

Fransız General Guouraud, 30 Ağustos zaferinden sonra ve daha sonra da Mudanya Mütarekesinden sonra iki defa Atatürk’e kutlama mesajı gönderir. Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün arzusu üzerine Türkiye’ye gelerek kendisi ile görüşür.

Fransız Muhribi Bouvet’ten bahsedince İngilizlerin süper dretnot’uQueen Elizabeth’i anmadan geçmek olmaz. 15 inçlik (38 cm) lik topları ile müthiş bir savaş makinesiydi. Düştüğü yerde 10-12 metre çapında ve 3-4 metre derinliğinde çukurlar açan mermileri büyük bir gürültü ile patlıyordu. Her mermide 15.000 adet şarapnel parçası vardı. Toplarının sesi ile Çanakkale tabyalarının duvarlarını yıkabileceği söylenirdi. Türk Tabyalarının en güçlülerinden olan Anadolu Hamidiye’sinin bir mermi atabilmesi için geçen zaman içinde Qeen Elizabeth 6 mermi atabiliyordu.

18 Martta Savaş Hattı Gemileri
İngiliz Hattı (A hattı); Qeen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, İnflexible
İngiliz Hattı (B hattı); Vengeance, İrresistible, Albion, Ocean
Fransız Hattı (B hattı); Goulois, Charlemagne, Bouvet, Suffren
Koruma Gemileri; Majestic, Prince George, Swiftsure, Triumph
Yedek Gemiler; Canopus, Cornwallis

Batırılan düşman gemilerin isimleri şunlardır
1- Anadolu Hamidiye Tabyası tarafından ateş altına alınan Bouvet gemisi
2- Irresistable Gemisi isabet alarak önce akıntıya kapıldı daha sonra battı.
3-Irresistable gemisine yardıma gelen Ocean gemisi de isabet aldı ve Morto Körfezinde battı.

Ağır hasar alan gemiler ise şunlardır;
Inflexible Gemisi
Gaulois Gemisi
suffren Gemisi

Ben de bir anımı ilave edeyim. Çocuklarımız ve dünürlerimizle birlikte şehitlikleri ziyaretten dönüyorduk. Yol üztünde zeytin toplayan bir aile gördük. Dünür hanım bu aileden zeytin almak isteyince arabamızı durdurdum. Hep birlikte yanlarına gidip birkaç kilo kadar zeytin verebilirler mi sorduk. “ Sözümü olur istediğiniz kadar alabilirsiniz, torbanız var mı?” dediler. Yanımızda torba yoktu. “Koş kızım evden naylon torba al gel” diyerek kızlarını eve gönderdiler. Ayaküstü sohbet ederken ailenin bey’i bana bir avuç dolusu paslanmış mermi çekirdeği verdi. “Buyurun bunlarda hatıra olsun” dedi. Hepsini almayım size de kalsın dediğimde, bakın yerde bunlardan çok var dedi. O zaman dikkat ettik ki şöyle dikkatlice bakıldığında etrafımızda bu mermi çekirdeklerinden bir hayli var. Sonra aklımıza geldi. Müzede havada çarpışarak birbirine kaynayan mermiler görmüştük.

Evden gelen oldukça büyük naylon torba alabildiği kadarı ile dolduruldu. Dünür hanım “borcumuz ne kadar diye sorunca “Bir torba zeytinin borcumu olurmuş” diyerek bizi uğurladılar. Gönlü zengin Anadolu insanı.

Sonuç olarak; Amerikan sinema sanayiinin merkezi Hollywood, kovboy diye bilinen Amerikan sığır çobanlarının olağan maceraları üzerine yüzlerce film çevirirken “her 24 saati” “bir film” konusu olacak Çanakkale Savaşları devlet desteği ile neden bir süper prodüksiyon yapılmaz anlayabilmiş değilim.

16.03.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ