Sezai BAYAR / Gazi Ünv. İletişim Fakültesi Öğr. Gör.

       Osman Hakan Kiracı’nın gazetesi Yozgat, yayın hayatının 35 yılıni idrak ederken beş yıl önce yazdıklarıma göz attım.
       Saygın olmanın, saygın kalabilmenin üzerinde durmuşum.
       Yıllar ne de çabuk geçiyor.
       Ben Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’inde ders vermeye başlayacağım günlerde Osman Hakan telefon etmişti “30 yılı geride bırakıyorum, gazetem için yazı bekliyorum” demişti.
       Benim ders vermemin üzerinden demek ki beş yıl geçmiş. Yozgat gazetesi de 35 yaşına girmiş.
       Yürekten kutluyorum.
       Geride kalan yıllarda Kiracı yine ödülleri yüklenip Yozgat’a taşımış.
       Anadolu’nun göbeğinde dimdik kalmak kolay değil.
       Herkesin eğildiği, yamulduğu, sözde gazetecilerin cirit attığı bir ortamda; hem tarafsız kal, hem güvenilir haberlerin peşinde koş, hem saygınlığını koru, hem etik kurallardan taviz verme ve üstelik "bükülmeden ayakta kalmak" gibi erdemli duruşu temsil et, kolay değil.
       Kolay değil ama Kiracı zaten “kolaycı” gazeteci değil.
       Olamadı.
       Onu kimse ucuzlatamadı.
       Demek ki yıllarca birlikte çalıştığımız Hürriyet gibi bir amiral gemisinde ikimiz de iyi birer çımacı olarak yetiştik.
       Ben temsilci, o Yozgat’ın temsil eden muhabir olsa da.
       Ne o beni temsilci olarak gördü, ne de ben onu Anadolu’da kendini aşmaya çalışan bir muhabir olarak gördüm.
       Hürriyet’te "tedris etmek" bir başkaydı bizim için.
       Doğrunun tek olmadığını öğrendik.
       Kaç doğru varsa, o görüşü savunanlara haberlerde yer verdik. Haberlerimizi çok sesli hale getirmekten kaçınmadık.
       Hiç bir habere tekzip almadık.
       Kiracı aynı ilkeleri kendi gazetesinden de hayata geçirdi.
       Ve bu ilkeler onu ödüle doymayan duruma getirdi.
       Bence daha fazlasını hak etti.
       35 yıl bükülmedi...
       Belki meslek hayatında çok ama çok kırıldı.
       Çokca darbeler aldı.
       Çok da dalları kırıldı.
       Ama asla bükülmedi.
       Bükemediler.  // 01.03.2008