Z KUŞAĞI GENÇLER NE DİYOR

Hayat, herkese adil olmuyor maalesef!
Tuzu kuru olanlar hayatı ti’ye alırken, birileri bunu asla yapamıyor!
Çünkü, ayakta kalmak ve yaşamak için sürekli çalışmak ve mücadele etmek zorunda olduğunu biliyor.

Ne iş, ne de aş konusunda tercih yapamıyor.
Aslında çalışmadan, üretmeden sadece hayal kurarak ve konuşarak hayat devam etmiyor.
Bu pozisyonda beklemek ise kimseye fayda sağlamıyor.

***
Bu durum, hükümetler için de geçerlidir!
Devleti yönetmeye talip olan siyasi partiler, önce programları sonra da seçim vaatleri ile halkın önüne çıkarak oy istiyorlar. Halkın güvenini alanlar, işbaşına gelerek, icraatlarına başlıyorlar.

Vaatlerini tek tek yerine getirenler, halkın refah seviyesini yükseltenler ve beklentilerini karşılayanlar her zaman ayakta alkışlanıyor. İnsanların mutlu olduğu, gelecek kaygısı taşımadığı ülkelerde ise huzur oluyor.
Başarısız iktidarlar ise, halkı oyalayacak bir şeyler bulmak zorunda kalıyorlar.

Sürekli gündem değişmesinden medet umuyorlar!
Ülke ekonomisini harekete geçiremediklerini, işsizliğe çare bulamayanlarını bildikleri için en kolay yolun, insanları dini duyguları ile istismar etmek olduğunu düşünüyorlar.
Foyaları ne zaman ortaya çıkacak olsa, halkı bu duygularla etkilemeye çalışıyorlar.

Hamasi nutuklarla insanları oyalıyorlar. Ama bunun da bir süresi olduğunu unutuyorlar.
Çünkü, bir süre sonra insanların aklına temel ihtiyaçları geliyor.
İnsanoğlu, doğası gereği hayatta kalmak için yemek, içmek ve barınmak zorunda olduğunu hatırlıyor. Sonra da, yoğun iş temposunun yorgunluğunu gezip tozarak atmak istiyor.
Ama bütün bunların ucu paraya dayanıyor.
İnsanlar bir süre sonra bir bakıyor ki; bu nutuklar karın doyurmuyor!

Bir bakıyor ki; üniversite mezunu çocuğu iş bulamıyor!

Bir bakıyor ki; eve giren para günden güne eriyor!

Bir bakıyor ki; halk pazarında bir hafta önce aldığı sebze meyveyi, bir hafta sonra alamıyor!

Bir bakıyor ki; kredi kart borçlarını ödeyemiyor!

Bir bakıyor ki; bankalar kendisine yeni kredi vermiyor!

Bir bakıyor ki; çalıştığı işyeri kepenk kapatmış ve kendisi de işsiz kalmış!
Bir bakıyor ki; oy verdiği insanlara ulaşamıyor!

Bir bakıyor ki; hükümete sesini duyuramıyor!

...Ve bir bakıyor ki; bıçak kemiğe dayanmış!

İşte o zaman, aklı başına geliyor.
İşte o zaman, uyutulduğunu anlıyor.

İşte o zaman, dini inancı üzerinden suiistimal edildiğini fark ediyor.

...Ve işte o zaman sandıkta tokadını atıyor.

Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Milletin attığı tokadı iyileştirecek bir merhem daha yapılmadı” demişti.

Millet bu iktidara çoktan tokadını attı.

Ama görmek istemiyorlar. İktidara geldikleri günden beri, suni gündemlerle halkı oyalayan AKP artık inandırıcılığını kaybetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart.2019 seçimleri öncesi;
“İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder. İstanbul’u kazanan, Türkiye’yi kazanır” demişti.

Bu millet, 31.Mart.2019 Yerel Seçimlerinde iktidara sağlam bir tokat attı.
20 bin farkla kaybettikleri İstanbul seçimlerini iptal ettiklerinde 806 Bin farkı ortaya koyarak “Sizi istemiyoruz” mesajını da verdi.

Ben bu tokattan sonra AKP’nin yeniden toparlanabileceğini hiç düşünmüyorum.
İstanbul’u betona çevirerek mahvettiklerini bildikleri için bizzat Sayın Cumhurbaşkanı’nın ağzından “İstanbul’a ihanet ettik. İstanbullu bizi affetsin” demişti. Ama bu itirafı yapanların şimdi de Kanal İstanbul diye bir ucubenin peşinde olmalarını anlamak mümkün değil.

Millet iş ve aş beklerken, Ayasofya’yı ibadete açıyorlar.
İyi, güzel ama dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara yönelebilecek saldırıları hiç düşünmüyorlar. Sadece Ayasofya üzerinden yeniden toparlanabilir miyiz? diye düşünüyorlar.
Bu millet çoktan kararını vermiş olacak ki;
Sosyal medyada; “Vatikan’ı da camiye çevirip, Papa’yı sünnet ettirseniz bile size oy-moy yok!” sözleri dolaşıyor.

Bunu ben söylemiyorum; AKP iktidarı döneminde dünyaya gelen Z Kuşağındaki gençler öyle diyor...

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ