Corona hayatımızda çok şey değiştirdi!
Bu sayede, adil olmayan dünyaya, adalet geldi.
Maskeler düştü, kel göründü. Hatta ve hatta her pantolon giyenin adam olmadığı ortaya çıktı. Yaşadıklarımız tam da “Güler misin? Ağlar mısın?” cinsinden... Bir defa, “Büyük ve Güçlü” sözlerinin boş olduğunu anladık.
Kendilerini dünyanın süper güçleri olarak tanımlayan devletlerin bu virüs karşısında nasıl aciz duruma düştüklerini hep birlikte gördük. Hepsinin karizmaları yerle bir oldu!
“Biz dünyanın hakimiyiz! Ay’a çıktık, Mars’a gidiyoruz! Uzay’da yeni hayat kuruyoruz!” diyenlerin nasıl da perişan olduklarına, bu süreçte şahit olduk. ***
Ülkemizde bu süreç “Güzel kontrol ediliyor, güzel yönetiliyor” diyorduk ki;
Saçma sapan işler yapılmaya başlandı. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan “Bilim Kurulu”nun bizi yönetenlere “Ülke Genelinde Karantina Kararı” alınması gerektiği yönünde bir önerisi olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Çünkü, her akşam televizyon ekranlarına çıkarak halkı bilgilendiren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından bu konu açıklanmış değil. Sayın Bakan, bu konuda kendisine yöneltilen soruları ustaca pas geçiyor.
Her akşam, istatistiki rakamların yanı sıra “Sosyal Mesafe” konusuna dikkat çekiliyor.
Ancak düşünen insanlar, ülke genelinde karantina kararı konusunda hükümetin geç kaldığı görüşünde birleşiyor.
Birileri, böyle bir kararın alınması halinde “Hükümetin yükümlülük altına gireceğini ve bu süre içinde vatandaşın her şeyini karşılamak zorunda kalacağını, buna da maddi olarak hazır olunmadığı için cesaret edilemediğini” öne sürüyor. Öyle mi? gerçekten!.. Eğer öyleyse durumumuz çok acı!
Suriyelilere harcandığı söylenen paraya karşılık, açıklanan pakete ve sonrasında başlatılan yardım kampanyasına bakılırsa durumumuz pek de iyi görünmüyor! ***
Türk Milleti, zor günlerde bir araya gelmesini bilir. Böyle zamanlarda, yardım için harekete geçmek Türk Milletinin değişmez özelliğidir. Ancak, İktidar sahipleri Belediyelere karşı takındıkları tavır ile sınıfta kaldılar! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ağzından düşürmediği Şeyh Edebali’nin, “Ey oğul, bundan sonra beysin... Darılmak gücenmek bize, hoş görmek bağışlamak sana...” sözlerine ters düşüldü. Belediyelerin önünü keseceklerine keşke o yardımları birlikte koordine edebilselerdi! Demokrasi’nin de bir gereği olan bu tavır onlara daha büyük puan kazandırırdı. İktidar sahiplerinin, bu tavrını yerel seçimlerde aldıkları yenilgiye bağlıyorum.
Bu yolda hırsları hala geçmemiş olacak ki, Eskişehir’de yıllardır devam eden Aşevi Hizmetini de durdurdular. Allah akıl fikir versin!
İnsanın hırsı, aklının bu kadar önüne geçer mi?
***
Son olarak 30 Büyükşehir ve Zonguldak’da ilan edilen 2 günlük sokağa çıkma yasağına bir bakın hele...
Ne kadar BİLİM+AKIL’dan uzak bir karar gibi görünüyor. Sokağa çıkma yasağının başlamasına 2 saat kala yapılan açıklama ile SOSYAL MESAFE kuralı yerle bir oldu. Uzmanlar o gece verilen hatalı karar ile olumsuzlukların iki hafta içinde ortaya çıkabileceğini söylüyorlar.
Bu güne kadar yapılan mücadelenin o gece zarar görmesinden korkuyorum.
Sağlık çalışanlarımız canlarını dişlerine takmışlar, bu süreçle mücadele ediyor.
Bizi yönetenlerin ateşe benzin dökmesini anlayamıyorum.
Hastanelerimizde Mikrobiyoloji, Cerrahi, Dahiliye gibi Polikliniklerin yanına bir de Cahiliye Polikliniği açılmasının zamanı geldiğini görüyorum.
Çünkü, BİLİM+AKIL’dan uzak hareket edenlerin en çok orayı dolduracağını düşünüyorum! | 
