YOZGAT’LA İLGİLİ BİR GÜNLÜK İZLENİMLERİM

Uzun zamandır gitmemiştim Yozgat’a. Bir göresim geldi. Ayrıca gazetimizin sahibi Sayın Osman Hakan Kiracı’yı da ziyaret etmek istiyordum. Çünkü sanal ortamda tanışmamıza karşın yüz yüze görüşme olanağımız olmamıştı. Eşimle birlikte atladık özel aracımıza, düştük yola.

Yozgat sanki Ankara’nın yakın bir mahallesi. Yaklaşık üç saatte geldik. Yollar da bomboştu zaten. Eşim. arabayla şöyle bir kent turu atmak istedi. Dediğini yaptım. İlk izlenimimiz oldukça şaşırtıcıydı. Yozgat’ın o daracık sokakları otomobillerle doluydu. Yozgat Belediyesi bu araç yoğunluğunun önüne geçmeyi düşünmüş olsa gerek ki yol boylarını ücretli park alanı olarak kullandırıyor. Ama buna karşın yine de her yer dolu. Belediye bazı alanlara özel otopark yerleri de yapmış. İyi güzel de otopark ücretleri ne öyle? Ankara’da bile böylesine uçuk park ücreti yok. 0-15 dakika ücretsiz, sonra yüksele yüksele 20 lirayı buluyor park ücretleri.

Lise Caddesi’ni boydan boya geçip bir tur attıktan sonra, otogara giden yola indik.

Yozgat, rahmetli Bülent Ecevit’in bir zamanlar proje olarak düşündüğü bir tür köy-kent olmuş. Bir yanda gecekondumsu yapılar, bir yanda yükselen apartmanlar, bir yanda dev alışveriş merkezleri, arada bir geçmişin tatlı esintisi olan ağaçlar… Bir an çocukluk günlerim geldi aklıma. O eski bahçeli, bağımsız evler, Bademlik, Abdulla’nın Bostan… Doğal olarak yerinde yeller esiyordu her birinin.

Sayın Osman Hakan Kiracı evinde ağırladı bizi. Kendileri de eşi de çok sıcak davrandılar bize karşı. Sayın Osman Hakan Kiracı’nın eşi ile eşim ve ben çocukluk arkadaşıydık zaten. Ancak elli yılı aşkın süredir görüşmemiştik. Özellikle eşim ile Osman Bey’in eşi, çocukluk günlerini doyasıya andılar.

Ev sahipleri bizlere bir lokantada Yozgat’ın ünlü tandır kebabını yedirdiler. Bu arada Yozgat’ın o kendine özgü ayranını da tattık. Bu ara Sayın Osman Hakan Kiracı’nın eşi Emine Hanım’ın akşam yemeği için yaptığı nefis güveçten ve bulgur pilavından söz etmeden de geçemeyeceğim. Ellerine sağlık!

Ailecek uzun uzun söyleştik. Sıla özlemimizi doyasıya giderdik. Sağ olsunlar Osman Bey, bizim Çamlık özlemimizi de düşünmüş. Akşam Çamlık Otel’de bize bir yer ayırtmış. Bir gece orada kalıp Çamlık özlemimizi de giderdik. Kuşkusuz orayla da ilgili gözlemlerimiz oldu. Özellikle Kum Döken Çeşmesi’nin o eski nostaljik görüntüsünü çok aradım. Belki ön yargılıyımdır, bilemiyorum; ama ben Yozgat’ı o eski durumuyla daha sevimli buluyordum. Çamlık Oteli’nin yakınındaki gölet çok görkemli. Oraya doğayı bozmadan bazı yapılarla donatmışlar. Yozgatlılar, özellikle de dışarıdan gelen konuklar için hoş mekânlar yapılmış. Çamlık Millî Parkı’na giriş ücretli. Ücretin ne kadar olduğunu bilmiyorum, ama pek ucuz olduğunu da sanmıyorum. Biz akşam mesai bitiminde geçtiğimizden kapıda kimse yoktu.

Çamlık’la ilgili en önemli sevincimiz, bu güzelim alanın elden geldiğince korunmakta olduğuydu. Artık eskiden olduğu gibi her yerde mangal yakma serbestisi yoktu. Belli alanlara sabit ateş yakma yerleri yapılmış, yemek ve oturmak için masalar konulmuş. Bu iş için Çamlık’ın etekleri ayrılmış.

Otelde kaldığımızın ertesi günü kahvaltıda parmak çöreği görünce sevinmedim desem yalan olur. Hiç olmazsa onca yok olan kültürün yanında bu ayakta kalmış. Sevindim.

Aklıma gelmişken bir noktayı daha belirteyim. Yozgat Saat Kulesi’nin taban kısmına bir kaide yapılmış. Biraz abartılı buldum bu kaideyi. Oldukça geniş tutulan bu kaide, saat kulesinin çevresini daracık duruma getirmiş. Yozgat’ın en büyük eksiği zaten şöyle geniş bir bulvarı olmayışı. Büyük Cami’nin çevresinde hâlâ caminin görüntüsünü bozan yapılar var. Hele bir bölümü virane durumda. Yozgat Belediyesi’nin bir an önce camiyi, çevresini saran bu çirkin görüntüden kurtarması gerek.

Yozgat’ta değişmeyen güzellikler de yok değil. Bunların başında Yozgat insanının o sevecen yapısı, konukseverliği geliyor. İnsanın içini ısıtıyor bu sevecenlik.

Sözü fazla uzatmayayım. Yozgat’la ilgili özlemlerimizi biraz da olsa giderdik. Belki eski tadı alamadık Yozgat’tan ama, sıla işte, her durumuyla çekiyor insanı.

Yozgat’ta eşimi ve beni ağırlayan, bizi sıcak tutum ve davranışlarıyla bağırlarına basan, sıla özlemimizin giderilmesine katkıda bulunan Sayın Osman Hakan Kiracı’ya ve eşine çok ama çok teşekkür ediyoruz.

23.04.2018
OKUR YORUMLARI
Yasin Ali ER
23.04.2018 22:17:00

Hoş gelmiş sefa gelmişsiniz hocam...
Özlemle dolu geldiğiniz Yozgat'a, o kısacık gözlemleme süresi içinde, onca heyecana rağmen yaptığınız değerlendirme harikulade!
Geniş bir zamandaki gelişinizde inşallah, sağlık üzere görüşebilmeyi ben de arzu ederim.

COŞKUN KÖYCÜ
23.04.2018 21:10:00

NE MUTLU YOZGATA Kİ MUHSİN KÖKTÜRK GİBİ BİR EVLADI VAR.BİR YOZGAT SEVDALISI..ORTAYA KOYDUĞU HER FAALİYETTE BİR GÜZELLİK VARDIR..YOZGATLA İLGİLİ BÜTÜN HİZMETLERİNDEN DOLAYI KUTLUYORUM.

Kadriye ŞAHİN
23.04.2018 13:35:00

Sayın Muhsin ÖZKÖK Beyefendi Hocam

Sayenizde bizde özlem gidermiş olduk. İnşallah böyle bir anıyı yazmak bizlere de kısmet olur. Yazılarınızın takipçisiyim. Lâkin bu günlerde yazı dizisiyle meşgul olduğumdan yorum yazmaya vaktim olmuyor. Bağışlayınız.

Selam ve hürmetlerimle...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ