YOZGAT KÜLTÜR TAKVİMİ’NDEN AKTARIMLAR

Geçenlerde kitaplarıma bir göz atarken Sayın Ertuğrul Kapusuzoğlu tarafından hazırlanan 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin Yozgat Kültür Takvimi dikkatimi çekti. Dikkatimi çekti, diyorum; çünkü Bu takvim babam Rahmetli Ali Rıza Köktürk’ün arşivinden kalmıştı bana. Aradan uzun yıllar geçti, unutup gitmişim. Kuşkusuz unutulup gidecek bir çalışma değildi bu takvimler. Sayın Ertuğrul Kapusuzoğlu’nun ilkini 1994’te çıkardığı; 1995, 1996 yıllarında da devam ettirdiği büyük bir kültür hizmetiydi.

365 günü kapsayan bu yapraklı duvar takviminde neler yoktu ki?... Takvimin ön yüzü gibi arka yüzü de doluydu. Ön yüzünün üst kısmında ay ve günü gösteren bir bölüm vardı. En altta Yozgat’a ve ülkemize ilişkin çeşitli fotoğraflar yer almaktaydı. Ayrıca bu sayfada çeşitli ayetlere, Hadis-i Şeriflere, ünlülerin özdeyişlerine, namaz saatlerine yer verilmişti. Arka yüzü de dopdoluydu. Burada da Yozgat tarihi ve kültürüne ilişkin çeşitli bilgiler bulunmaktaydı. Yozgat’ın yerel sözcükleri, atasözleri, mânileri, sayışmacaları, tekerlemeleri, bilmeceleri, türkü sözleri, gelenek ve görenekleri en dikkati çeken kültürel ögelerdi. Bunun yanı sıra Yozgat’la ilgili yazılmış birbirinden güzel şiirler, Yozgatlılardan derlenmiş yöresel fıkralar da takvime ayrı bir renk katıyordu. Kısacası, deyim yerindeyse “ayaklı kütüphane” gibiydi Yozgat Kültür Takvimi.

Söz konusu takvimleri hazırlayan Sayın Ertuğrul Kapusuzoğlu’na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Ben; takvimde yer alan ve Yozgat insanının kişiliğini, zekâsını, gülmece (mizah) anlayışını yansıtan, hoşlandığım üç fıkrayı aktaracağım sizlere. Ruh sağlımız üzerinde çeşitli söylemlerde bulunulan böyle bir dönemde, azıcık da olsa gülmeye hakkımız olsa gerek.

DELİ DELİ SÜRÜŞÜNDEN BELLİYDİ
İsmi mahfuz (1) hemşehrimiz şofördür. Eeee, Yozgatlı ya, gözü kara aslanımın! Elmadağ’ı inerken vitesten atıyor arkadaş.

Yolcular da yaman, arabanın hızlanmasından memnun.

— Vay canını yediğim şoför bey, yağ gibi kaydırıyor arabayı!

Yağ gibi giden arabanın biraz sonra freni patlar. Yolcuların canını yediği şoför, çareyi arabayı uygun bir şarampole sokmakta bulur. Yolcular tehlikeyi bir iki sıyrıkla atlatırlar. Bu sefer yolcuların tepkisi farklıdır:

— Böyle olacağı deli deli sürüşünden belliydi pezevengin!

PAZARIN TADI YOK
Eğnelli Köyü Muhtarı Üsük Kâ, sabah erkenden Peyik’e pazara gitmiş. Kendi götürdüğü malı satarken eve de ufak tefek almış tabi. Fakat bu arada ne olmuş, nasıl olmuş bilinmez; bir kavga çıkmış. Hani muhtar ya bizim Üsük Kâ, hemen araya girmiş. Ayırmaya çalışmış kavga edenleri. Fakat o da ne? Sanki kavga edenler anlaşmışlar gibi, “Ulan sana ne elin kavgasından?” demişler ve hepsi bir olup bizim Üsük Kâ’ye bir sopa çekmişler ama, olursa da öyle olsun.

Üsük Kâ bu, gururuna yedirip de karakola da gidememiş ve eşeğine bindiği gibi kös kös Eynelli’nin yolunu tutmuş.

Yolda giderken henüz pazara yeni giden kendi köylüsü hemşehrilerine rastlamış. Köylüler muhtarlarına sormuşlar:

— Uğurlar olsun Üsük Kâ! Pazar nasıl?

Üsük Kâ, gözündeki morlukları göstermemek için şapkasını gözünün önüne yıkarken eşeği de nodullamış (2).

— Yok adam, kulağasma (3), pazarın tadı yok.

KUYRUKSUZ KUNNAYAN (4) EŞEK
Adam gece yatakta dönüp duruyor. Karısı sorar:
— Ne dönüp duruyorsun be adam? Niçin uyumazsın? Derdin ne?
— Sorma hanım! Bizim komşunun eşeği kuyruksuz kunnamış, ne yapacağımı şaşırdım.
— Üstüme iyilik sağlık! Sana ne komşu eşeğinin kuyruksuz kunnadığı sıpadan be adam?...
— Yahu ne anlayışsız hatunsun! Şimdi o sıpa büyümeyecek mi?
— Büyüyecek. Ne var bunda?
— Ne var olur mu? Büyüyecek, eşek olacak. Eşek olur da çamura çökmez olur mu?
— Belle ki çöktü diyelim. Ne var bunda?
— Bak bak, daha ne var? Eee, eşeği çamura çökünce komşum önce kimden yardım isteyecek? Benden.
— Eee!
— Eeesi, şimdi ben, o eşeği çamurdan kurtarmak içi ne yapacağım? Eşeğin kuyruğu da yok ki çeksem de çıkarsam. Kara kara bunu düşünürüm. Haksız mıyım?

(1) mahfuz: Saklı, gizli, korunmuş.
(2) nodullamak: Hayvana övendireyle dürtmek.
(3) kulağasma: Kulak asma (yöresel deyiş).
(4) kunnamak: Doğurmak.

15.01.2019
OKUR YORUMLARI
Kadriye ŞAHİN
16.01.2019 23:13:00

Kaleminiz var olsun; Muhsin Köktürk Beyefendi Hocam. Eski yılların takvimini paylaşarak, bizi o yıllara ve o duvarlara sinmiş anılara götürdünüz. Sessiz ve resimsiz her anıyı barındıran, duvarlarımızı süsleyen bu takvimler de nitekim yerini teknolojiye bıraktı. Arka sayfalarında okuduğumuz değerli bilgiler ve atmaya kıyamayıp çekmecelerde sakladığımız yapraklar... Velhasılı her şey sanal oldu, yalan oldu. Selam ve saygılarımla...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ