YOZGAT BELEDİYE BAŞKANINA GEREKLİ BİR HATIRLATMA

Sayın Kâzım Arslan,

Hakkınızda yapılan birtakım olumsuz eleştiriler nedeniyle www.yozgatgazetesi.com sayfasına erişimi engellediğinize ilişkin bir haber okudum Yozgat Gazetesi’nde. Şaşırmadım, desem yalan olur. Eğer iddia doğruysa, sizin gibi birikimli ve donanımlı bir insanın olumsuz da olsa eleştirilere saygı duymasını beklerdim. Oysa siz işin en kolayına kaçmışsınız.

Şahsınızın www.yozgatgazetesi.com sayfasına erişimi engelleme girişiminiz, bana 2. Meşrutiyet Dönemi Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Emrullah Efendi’nin bir dost meclisinde söylediği şu sözü anımsattı: “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim.” Aslında şaka amacıyla söylenen bu söz, acı bir gerçeği de ortaya koymaktaydı: Sorunlardan kurtulmanın en güzel yolu, sorun olan şeyi ortadan kaldırmaktır. Umarım siz de Emrullah Efendi gibi şaka yapıyorsunuzdur.

Medyanın sesini kısmaya, ona ulaşmaya çalışanları engellemeye çalışmak, halkın haber alma özgürlüğüne set çekmektir. Yasal bir dayanaktan yoksun böyle bir eylem anayasal suçtur. Eleştirilere kızıp basının sesini kısmaya çalışacağınıza eleştirilere kulak vermeye çalışmanızı öneririm. Bir düşünür; “Eleştiriden korkuyorsan bir şey söyleme, bir şey yapma, bir şey olma.” diyor. O zaman kimse sizi eleştirmez. Ama siz bir kentin belediye başkanısınız, elbette yaptıklarınızı olumlu ya da olumsuz eleştirenler olacaktır. Olumlu eleştirilere alkış tutup olumsuzları tu kaka diye bir köşeye atmanız, üstüne üstlük bir de halkın bu eleştirileri okumasını engellemeye çalışmanız anlaşılır gibi değil.

Çoğu zaman çevremizdekilerden övgü dolu pek çok söz duyarız. Hele bir güç ve makam sahibiysek övgü selinde boğuluruz. Ama unutmayalım ki, “Övgü kolonya gibidir; koklanmalı, ama yutulmamalıdır.” Çoğu zaman, bizi yerli yersiz övenler değil; en acımasız biçimde eleştirenler gerçek dostumuzdur. Çünkü olumsuz eleştiride bulunanların bizden bir çıkar beklentisi yoktur. Her övgüde bulunanı suçlamıyorum kuşkusuz ki. Benim sözüm hak edeni değil, hak etmeyeni övenlere.

Bir yönetici, kendinden yana olanlar kadar kendinden yana olmayanlara da değer vererek yücelir. Tek seslilik, demokratik değildir. Muhalefetsiz demokrasi, eleştirisiz yaşam olmaz. Eğer olumsuz eleştirilerden rahatsız oluyorsak ya bu eleştirilerin kökeninde yatan nedenleri bulup ortadan kaldırmalıyız ya da eleştirileceğimiz bir makamda oturmamalıyız. Yine bir düşünürün dediği gibi, ”Büyük insanlar, kendilerine atılan eleştiri taşlarından heykeller diken insanlardır.” İşte size düşen görev budur Sayın Başkan.

Büyük bir olasılıkla şahsınız, çok yakında bir açıklama yapıp böyle bir engelleme içinde olmadığınızı, bunun yanlış bir iddia olduğunu açıklayacaksınız. Bu da yeterli ve önemli bir gelişmedir. Ben böyle umuyorum. Dilerim yanılmam. Yanılırsam, sizin için üzülürüm.

Sayın başkan, bırakın herkes yasal olmak kaydıyla dilediği gibi eleştirsin sizi. Bunda gocunacak bir şey yok. Bu ülkede nice devlet adamları, siyasiler, başbakanlar, cumhurbaşkanları eleştirildi, eleştirilmeye de devam ediliyor. Bu eleştirileri engellemeye kalktığınız an sizin de başkalarını eleştirme hakkınız ortadan kalkar. Bunu unutmayınız lütfen.

Saygılarımla.

14.04.2018