TEK BACAKLI SİSTEM

Geçenlerde, çok içten dostum olan bir doktor arkadaşımla söyleşide bulundum. Doktor arkadaşım, doğal olarak kendini ilgilendiren sağlık sorunlarını gündeme getirdi. Dedi ki: “Benim en büyük yakınmam, sağlıkta tek bacaklı bir sistemin uygulanır olması.” İlgimi çekti. Kendisine, “tek bacaklı sistem”le ne anlatmak istediğini sordum. Yanıtladı.

“Hükûmet, sağlık hizmetlerine yalnızca hasta açısından bakıyor. Bir başka deyişle hasta hoşnutluğunu gözetiyor. Böyle olunca tüm çalışmalar hasta odaklı yapılıyor. Örneğin, ben bir doktor olarak her gün 100’ün üzerinde hastayı muayene ediyorum. Düşünebiliyor musunuz? Saat 08.30’da başlıyorum muayeneye, saat 17.00’ye dek çalışıyorum. Hasta başına yaklaşık 3 dakika düşüyor. Bu sürede hastayla ilgili doğru bir tanı koyma şansım ne kadardır? Onu da siz düşünün. Diyeceksiniz ki, ‘Kardeşim, sen de 120 hasta muayene edeceğine 50-60 hasta muayene et.’ Demesi kolay. O zaman hastalar, soluğu hemen başhekimin odasında alıyor ve sizi şikâyet ediyorlar. Hasta muayene olsun da gerisi önemli değil. Doğru tanı konulması, doğru sonuçlar elde edilmesi bir anlam ifade etmiyor hasta için. Varsa yoksa muayene olsunlar, yetiyor. İşte bu nedenle doktor gözetilmeden, yalnızca hasta odaklı çalışan bir sistem var gündemde. Dolayısıyla böyle bir ortamda sağlıklı bir hizmet sunmak olanaksız.

Ha, bu arada şunu da belirteyim: Haftada bir de ameliyat günüm var. Sabahtan akşama dek birçok hastayı ameliyat ediyorum. Kuşkusuz riske atıyorum kendimi. Çünkü bizim meslek yanlış kabul etmiyor. Bir yanlışa düştün mü yandın! Mahkeme mahkeme sürünüp durursun. Üstelik arkanda seni koruyan da yoktur. Böylesine bir risk karşılığında ne kadar ücret alıyorum derseniz, ameliyat başına yaklaşık 40 lira. Güler misiniz, ağlar mısınız? Maaşım da 20 yıllık hizmetime karşılık 3600 lira. Allah korusun, ameliyat sırasında bir komplikasyon oluşup hasta zarar görse, ödeyeceğim tazminatı yaşam boyu karşılayamam. Sözün kısası; az maaş, az ek ücret, yoğun bir iş yükü var. Buna karşılık alınan risk çok büyük. Gel de huzur içinde çalış.

Doktor arkadaşımın tek bacaklı sistem tanımlamasını çok doğru buldum. Emekli bir öğretmen olarak eğitim sistemindeki işleyişe bu açıdan bakma gereği duydum. Gerçekten eğitimde de tek bacaklı bir sistem uygulanıyordu. O da veli hoşnutluğuydu. Yetkililer, veliler mutlu olsun da gerisi önemli değil mantığıyla yaklaşıyorlardı eğitimdeki işleyişe. Böylesine bir ortamda çocuğa azıcık sert bakış yöneltmek bile olanaksızdı. Çünkü her şey veli hoşnutluğu temeline dayanmaktaydı. Öğretmenin ekonomik zorlukları varmış, aşırı ders yükü söz konusuymuş, kimsenin umurunda değil. Veli hoşnut bırakılsın da ne olursa olsun.

Denize atılan bir taşın yaydığı dalgalar gibi yayılıyordu toplumda tek bacaklı sistem. Hemen her alanda yalnızca vatandaş hoşnutluğu gözetiliyordu.

Vatandaşın devlet işlerinde hoşnut edilmesine karşı değilim kuşkusuz. Ancak şurası da unutulmamalı: Çalışan ne denli mutlu olursa vatandaşı da o denli mutlu kılar.

Siz yalnız vatandaş odaklı bir sistem uygularsanız, vatandaş, doktora da öğretmene de baş kaldırır. Çünkü bilir ki devlet kendisinin arkasındadır. “Vurun abalıya” anlayışı egemen olur böyle toplumlarda. Bir gün doktor dayak yer, bir gün öğretmen, bir gün başka bir çalışan. Peki, niçin böyle oluyor? Yanıtı açık: Hükûmet; siyasi rant peşinde, başka bir deyişle oy kaygısında. Vatandaşa şirin görünmek için tek bacaklı sisteme sarılıyor. Çalışanlarını ezip vatandaşa paspas yapıyor.

Siz hem tek bacaklı sistemi yaşama geçireceksiniz hem de bu sistemin çalışan üzerindeki baskılarını ortadan kaldırmak için yasal düzenlemeler yapacaksınız. Ne denli büyük bir çelişki. Oysa doktorunuza, öğretmeninize ve diğer çalışanlarınıza gereken değeri verseniz, onların çalışma koşullarını iyileştirseniz vatandaşlar da bundan nasipleneceklerdir. Ama siz yalnızca hizmet alanları düşünür, hizmet verenleri umursamazsanız hiçbir soruna kökten çözüm bulamazsınız.

Varsayalım bir göz doktorusunuz. Günde 100-110 hasta muayene ediyor ve hasta başına 3 dakikalık bir sürede tanı koyup tedavi yöntemlerini devreye sokuyorsunuz. Ne denli başarılı olabilirsiniz ki?... Ondan sonra Aziz Nesinlik öyküler çıkacaktır toplumda. Taktığınız gözlükle ya uzakları çok yakın ya da yakınları çok uzak görüp merdiven inip çıkmakta zorlanacaksınız. Sonra da, “Bu nasıl doktor kardeşim? Bir gözlük verdi, dünyam alt üst oldu.” diyeceksiniz.

Sağlıkta, eğitimde, nüfus dairesinde, her tür devlet işinde şu tek bacaklı sistemden vazgeçiniz. Unutmayınız ki sağlıklı bir birey, iki ayakla düzgün hareket eder. Devlet de böyledir. Tek bacaklı devlet yönetimi olmaz. Böyle bir durumda devlet işleri aksar. Bunu unutmayalım.

07.12.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ