SİYASETTE SÖYLEM DİLİ

Son yıllarda siyasette söylem dili, nezaketten iyice uzaklaşıp çirkinleşti. İnanın, siyasetçilerin konuşmalarını artık duymak, dinlemek istemiyorum.

Günümüz siyasetçilerin hemen hepsi, incelikten yoksun bir dil kullanarak eleştiriyorlar birbirlerini. Gerek televizyonlarda konuşan gerek sosyal medyada paylaşımda bulunan siyasetçilerimizin birbirlerine seslenişleri, garipsenecek bir niteliğe büründü. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ”Eyyy…” diye başlayan ve muhalifleri, özellikle de CHP’yi küçümseyen, aşağılayan, alaya alan, “CHP çöplüktür, CHP demek tezek demektir.” gibi çıkışları; CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, “diktatör bozuntusu, faşist diktatör” gibi nitelemeleri, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin CHP’ye yönelik, “şerefsiz, vatan haini, HDP’nin aparatı, PKK’nın sim kartı”; İyi Parti’ye yönelik, “siyasi mezarlık, kripto simalar, karektersiz fırıldaklar, köhne, dönme” gibi deyişleri; İyi Parti Başkanı Sayın Meral Akşener’in Bahçeli’yi eleştirirken kullandığı, “eylemsiz doçent, sarayın memuru” ve benzeri ifadeleri; “HDP’nin öteden beri sürdürdüğü bölücü söylemler, ortamı gerim gerim germekte. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun Sayın Meral Akşener’le ilgili, “Doğu ve Güneydoğudaki huzur mu battı size? Akşener, sana huzur mu battı?” biçimindeki yakışıksız sözleri; Sayın Meral Akşener’in bunu, “Son derece terbiyesiz, dangalakça açıklamalar.” olarak nitelemesi de tuzu biberi oldu bu gerilim dolu ortamın. Bu ortamda özlediğimiz tek olumlu siyaset dilini, Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu kullanıyor. Bu da onu halkın gözünde yüceltiyor haklı olarak.

Siyasetçilerin birbirlerini küçümseyici, aşağılayıcı, alaya alıcı, vatan hainliği ve Fetöcülükle suçlayıcı tavırları, doğal olarak halka da yansıyor. Sosyal medyadaki paylaşımları incelediğimizde bunu açıkça görüyoruz. Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya ortamlarında birbiriyle arkadaş olanlar, artık arkadaşlıklarını sorgular duruma geldiler. Hatta paylaşımları nedeniyle birbirlerini arkadaşlıktan çıkarmalar, engellemeler başladı. Ne üzücü ne kaygı verici bir durum bu. Karpuz gibi ikiye bölünüyor toplum. Hızlı bir biçimde kamplaşıp kutuplaşıyoruz. Dolayısıyla birlik ve bütünlüğümüz tehlikeye giriyor.

Geçenlerde şimdiye dek hiç yapmadığım bir şey yaptım. Bir arkadaşım, Facebook’ta CHP’den İyi Parti’ye geçen 15 milletvekilinden söz ederken; “pislikler, ahlâk hırsızları, vatan hainleri, şerefsizler” gibi öylesine aşağılayıcı, hakaret edici ifadeler kullandı ki dayanamadım ve onu arkadaşlıktan çıkardım. Bu ülkede CHP’ye gönül vermiş milyonlarca insan var. Siz CHP için bu tür ifadeleri kullanırken aynı zamanda ona oy verenlere de hakaret etmiş oluyorsunuz. Bunu yaparken halkı açıkça kin ve nefret duygularıyla hareket etmeye çağırıyorsunuz. Kısacası bölücülük yapıyorsunuz. Bunu yapan; ister AKP’li, ister CHP’li, ister bir başka partili olsun fark etmez. Bu yapılan; demokratik hak kullanma değil; hakarettir, ötekileştirmedir, kutuplaştırmadır, bölücülüktür.

Sosyal medya; birbirine hakaret eden yüz binlerce paylaşıma ev sahipliği yapıyor. 24 Haziran seçimleri de bu paylaşımları körükleyen önemli bir etken oldu. Birbirine saldıran saldırana.

Biz, ulus olarak eleştiriyle hakareti birbirinden ayıramıyoruz. Eleştiri ile hakaret arasındaki o ince çizgiyi ayırt edemiyoruz. Kontrolümüzü yitirip saldırmaya başlıyoruz bizim gibi düşünmeyenlere. Kim bizim gibi düşünmüyorsa, “Gayri millî oluyor, bölücü oluyor, vatan haini oluyor, terörist oluyor, Fetöcü oluyor, faşist oluyor, diktatör oluyor; oluyor da oluyor.”

Siyasetçilerin bir an önce söylemlerini değiştirip düzeltmeleri gerekiyor. Eskiden de seçim dönemlerinde siyasetçiler birbirlerini eleştirirlerdi; ama inanın halkı kutuplaştırıcı, ötekileştirici bir tavır içinde olmazlardı. Seçimden sonra da seçim öncesindeki söylemlerini rafa kaldırırlar, dostluk ve kardeşlik içinde siyaset yaparlardı. Şimdi böyle mi ya?...

Korkum, halk arasındaki kutuplaşmanın kalıcı olması. Allah korusun! Bu durumun yaratacağı tehlikeyi düşünmek bile istemiyorum.

Dilerim toplumdaki kutuplaşmayı ortadan kaldıracak anlayış bir an önce hayata geçirilir. Bunun ilk adımını, kuşkusuz siyasi liderlerin atması gerekir. Çünkü, “Balık baştan kokar.”

29.05.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ