RASTLANTISAL (TESADÜFEN) YAŞAMAK

Yanlış bilmiyorsam bir İsviçreli, "Türkiye'de insanlar tesadüfen yaşar, Avrupa'da ise tesadüfen ölür.” demiş. Eee, doğru söylememiş mi?

Hemen her gün televizyonlarda, gazetelerde ülkemizdeki insan ölümlerine ilişkin garip haberler yayımlanıyor. Rahmetli Levent Kırca’nın bir zamanlar yayımladığı “Olacak O Kadar” dizisi aklıma geldi konuyu gündeme getirince. Hiç unutmam, bir bölümde kafasında yarıya dek gömülü bir tabelayla görüntü vermişti Levent Kırca.

Ülkemizde gerçekten garip kazalar, ölümler yaşanıyor. Nerede, ne zaman başımıza nasıl bir olay geleceğini kestirmemiz gerçekten çok zor. Durakta otobüs beklerken, kaldırımda yürürken, çocuk bahçesinde torunumuzu gezdirirken, evimizde uyurken, park durumundaki arabamızın içindeyken, kısacası her durum ve koşulda bir ölümle burun buruna gelebiliriz. Ülkemiz, bu konuda Guinness rekorlar kitabına girecek ilginç ölüm olaylarına sahne olmakta.

Peki, ülkemizde insanlar hiç olmadık biçimde nasıl oluyor da ölebiliyorlar? Yanıtı gayet açık: Bizde olası kazalara karşı önlem alma diye bir şey yok. Sorumlular bu konuda bilgisiz, duyarsız, umarsız. Böyle olunca da insan yaşamı sudan ucuz. Daha geçenlerde İstanbul’da iki kadın yeni dökülmüş bir beton çukuruna düşmediler mi? Allah’tan ölümle sonuçlanmadı bu durum. Ne denli ilginç değil mi? Belediye bir yolda beton döküyor. Ama en ufak bir uyarı levhası, bir çevirme bandı koymuyor oraya. Bir anda kendinizi çimento çukurunun içinde buluveriyorsunuz.

Size kim güvence verebilir ki yolda yürürken başınıza bir binanın üstünden beton blok, metal levha, klima dış ünitesi falan düşmesin? Geçen yıl Fethiye’de eşim, kıl payı ölümden kurtuldu. Bir binada çalışma yapan işçilerden biri, elindeki demir levhayı yere düşürdü. Levha saniye farkıyla eşimin arkasına düşüverdi. Çünkü onarım yapılan binada cisim düşmesini önleyici bir sistem kurulmamıştı.

Ülkemizdeki rastlantısal ölümlerde bizim de kişi olarak rolümüz var. Yüzme bilmeyiz, ama kırk yıllık yüzücü gibi göletlere, göllere, ırmaklara, denizlere korkusuzca gireriz “Bize bir şey olmaz.” der; son kullanma tarihi geçmiş yiyecekleri pervasızca yeriz. Beş kişilik bir araca on kişi binip yola çıkmayı beceri olarak görürüz. Kırmızı ışık yanarken saniye farkıyla geçmeyi bir sürücülük yeteneği sanırız. Yaya geçidi varken vızır vızır işleyen yollardan karşıya geçmenin gururunu yaşarız. Düğünlerde havaya mermi sıkarak silah kullanmadaki becerimizi kanıtlamaya çalışırız. Bir futbol maçını bedava izlemek için balkonlara ve çatılara doluşup ölüme meydan okuruz. Motosikleti tek tekerlekle kullanma becerimizi sergileyip ölümle dans ederiz. Kaçak var mı yok mu diye kibrit çakıp tüp kontrolü yaparız. Bisikletimizle kamyon arkasına asılıp enerji harcamadan yolculuğun keyfini çıkarırız. Fazla meraktan olsa gerek balkondan kontrolsüzce sarkıp olayları izleriz. Bir silah sesi duymaya görelim, hemen balkona fırlarız.

“Bana yan baktı.” varsayımından hareketle kavga çıkarırız. Alkollüyken araç kullanmada ne denli usta olduğumuzu kanıtlamak için direksiyon başına geçeriz. Basit çocuk kavgalarını aile çatışmalarına dönüştürüp birbirimizi kesip biçer, vurup öldürürüz. Hangi birini sayayım ki...

Yetkililerin, sorumluların, vatandaşların bilgisizliği, umursamazlıkları ölüme davetiyenin en önemli etkenleri. Böyle olunca bu ülkede insanlar; hiç olmadık biçimde, hiç olmadık yer ve zamanda ölüveriyorlar. İyi, güzel de bunlardan ders çıkarıyor muyuz? Aynı olayları bir daha yaşamaktan kurtuluyor muyuz? Asıl sorun burada işte. Hiçbir şey değişmiyor; eski hamam, eski tas. Eğer yaşadığımız olumsuzluklardan ders alıyor olsaydık, ülkemizdeki iş kazaları, daha doğrusu iş cinayetleri son bulmaz mıydı? İnsanlar, araçlar, ansızın yarılan asfaltın içine gömülürler miydi? Düğünlerde maganda kurşunuyla yaşamlar söner miydi? Hız sınırlarını zorlayan sürücülerin katliamları sürer miydi?

Şurası bir gerçek ki biz yine rastlantı sonucu yaşamayı sürdürecek ve bu konudaki dünya rekorunu hiçbir ülkeye kaptırmayacağız.

20.11.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ