GEREKİRSE ŞİŞ DE YANSIN KEBAP DA

Oldum olası sevmem, “Ne şiş yansın ne kebap.” diyenleri. “Nabza göre şerbet veren” insanlardır böyle diyenler. Onlar; her zaman, “Gelen ağam, giden paşam.” anlayışındadırlar. Onlara göre; “El öpmekle ağız aşınmaz.”, “Eneğine enek, nene gerek?” , “Etliye sütlüye karışma.” ana ilkedir. Bu tür kişiler için çıkar ön plandadır.

Sosyal bir varlık olan insan, yanlışla iç içedir. Bir başka deyişle, yanlış yapma insanın doğasında vardır. Buna bir sözüm yok kuşkusuz. Ben de yaşamım boyunca pek çok yanlış yaptım. Benim kızdığım şey, insanların çevrelerinde gördükleri yanlış davranış ve uygulamalar karşısında duyarsız kalmalarıdır. İnsanlar bunu, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” mantığıyla yapıyorlar belli ki. İşte burada kişisel çıkarlar devreye girip insanı tutsak ediyor kendine. İnsanlar; birden kör, sağır, dilsiz oluyorlar. Bundan geçtik, üstüne üstlük yanlış yapanlara alkış tutuyorlar. Sözümü esirgemeyeyim, pek sevmem bu sözcüğü ama, “yalakalık” yapıyorlar açıkçası.

Zayıf karakterli insanlar hep güçlüden yanadırlar. Bilirler ki güçlüden yana olurlarsa bir zarar görmeyeceklerdir. Güçlü karakter sahibi insanlarsa hiçbir şeyden çekinmezler. Kendilerine bir zarar geleceğini bilseler de ezilenden, haksızlığa uğrayandan yana olurlar. Yaşamları hep güçlüyle mücadele etmekle geçmiştir. Toplumu ayakta tutan da işte böyle insanlardır.

“Nabza göre şerbet”çilerin şerbetleri hiç bitmez. Bu tür kişileri hemen her yede görebiliriz. Bunlar; karşımıza kimi zaman sıradan bir devlet memuru, kimi zaman üst düzey bir bürokrat, kimi zaman bir sanatçı, sporcu, siyasetçi olarak çıkabilir. Hepsinin ortak noktası “çıkar”dır. Bunlar, “sineğin kanadından yağ çıkarma”yı çok iyi bilirler. Bu konuda öyle ustadırlar ki nerede bir çıkar görseler nokta atışı yapıp “uçan kuşu gözünden vurur”lar.

Ne yazık ki çıkar dostları, her geçen gün çığ gibi artıyor. Üstelik saygı da görüyor çevrelerinden. Çünkü Çıkarlar zinciri birbirini tetikliyor. Ben senden çıkar umuyorum, sen de benden umuyorsun. Bu zincir uzayıp gidiyor ve halkaları için değerli duruma geliyor.

Ne hesap peşinde koşanlar var toplumumuzda. Bir kuruma müdür olmak için bin takla atanlar mı, kıyak emeklilik için genel müdürlük gibi bir makam sahibi olma peşinde koşanlar mı, ünlü bir gazetede köşe yazarlığı kapmak için devlet büyüklerine ne yaparlarsa yapsınlar alkış tutanlar mı, bakanlar karşısında el etek öpüp ihale kapmaya çalışanlar mı, milletvekili seçilebilmek için parti başkanlarının peşinde koşup onlara övgüler yağdıranlar mı, neler neler.

Kuşkusuz yaşam felsefesi insandan insana değişir. Ben; Yozgatlıca deyişle, “İtle dalaşmaktansa çalıyı dolaş.” anlayışında olanlardan değilim. Kötülerle, kötülüklerle, yanlışlıklarla mücadeleden yanayım. Yoksa haksızlıkları, yolsuzlukları, adaletsizlikleri nasıl önleyebilir, toplumu umutsuzluktan nasıl kurtarabiliriz?... Ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in deyişiyle,

Ben yanmasam,
Sen yanmasan,
Biz yanmasak,
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

07.04.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ