ÇEVRE İHANETİ

Çevre sorunları ve doğa katliamı bu yıl da ülkemiz gündeminin ön sıralarında yer aldı. Özellikle Ege Bölgesi’nde yoğunlaşan orman yangınları, Kazdağı’ndaki ağaç katliamı bizi kahretti. Bu konu çok konuşulup tartışıldı. Ben burada doğaya zarar veren bir başka durumdan, çevre kirliliğinden söz edeceğim.
25 yıldır yazları Fethiye’de geçiririm. Fethiye, birbirinden güzel koylarıyla ülkemizin cennet yörelerinden biridir. Bu koylardan büyük bir kısmı ihale yöntemiyle kişilere verilmiş olup giriş ücretlidir. Sayıca az birkaç koy da şu anda ücretsiz olarak halka açıktır. Bu koyların ortak sorunu çevre kirliliğidir. Özellikle ücretsiz koylar tam bir perişanlık içindedir.
Fethiye Belediyesi, merkeze yakın bir yarım ada içerisinde yer alan altı koya giden yola belli aralıklarla çöp konteynerleri koymuş. Güzel bir hizmet. Ama gelin görün ki bu çöp konteynerleri neredeyse hiç dolmuyor. Ne güzel, diyeceksiniz değil mi? Demek ki insanımız atık bırakmıyor… Keşke öyle olsa… Öyle garip bir kişilik yapımız var ki bizim, aklım almıyor. Koya giden yollar bir çöplüğe dönüşmüş durumda.
Koy yolunun belirli yerlerinde oturmaya uygun alanlar var. İnsanlar araçlarını bir kenara çekip burada oturarak güzelim denizi ve ormanı seyrediyorlar. Bu ara yanlarına getirdikleri yiyecekleri de orada tüketiyorlar. Buraya kadar sorun yok. Ama ilginçtir, atıkları ya oturdukları alana bırakıyor ya da sanki büyük bir beceriymiş gibi uçurumlardan denize fırlatıyorlar. Yakınlarındaki çöp konteynerini göre göre yapıyorlar bunu.
Kafanızda şöyle bir canlandırınız. Ancak özel eğitimli insanların ulaşabileceği alanlar plastik, cam şişelerle, poşetlerle, yiyecek atıklarıyla dolu. Gerçekten çok çirkin bir görüntü. Çöplerinizi güzelim doğanın kucağına bırakanlar bir de utanmadan o pis görüntü içinde fotoğraf çektiriyorlar. Çöpler arka planda iğrenç biçimde görünüyor. Bundan da rahatsız olmuyorlar.
Koyların durumu da farklı değil. Hele ücretsiz koyların durumu perişan. Oraya da belediyece çöp konteynerleri konulmuş. Ama kimin umurunda. Adam mekânda oturuyor, yiyip içiyor; sonra da çöplerini orada bırakıyor. Kimi mangal yakıyor, külünü oracığa döküyor. Denizin birkaç metre yakını mangal külleriyle dolu. Anlaşılır gibi değil. Birkaç gün sonra belki yine geleceği yeri pisletip gidiyor insanlar. Köz hâlinde yere dökülen küllerin yaratacağı tehlike de kimsenin umurunda değil.
Bunca yıldır Fethiye’deyim, inanın daha bir orman koruma memuruna rastlamadım koy yollarında, koylarda. Güzelim ormanlarımız Allah’a emanet. Haydi gündüz neyse, akşam gelip koyda mangal yakanlar, koyda sabahlayanlar da var. Şimdiye dek bir yangın çıkmaması mucize.
Fethiye Belediyesi geçenlerde bir gönüllü temizlik kampanyası başlattı. Tüm koy yolları pislikten arındırıldı. Ancak değişen bir şey yok. Birkaç gün sonra her şey eskisine dönecek. Kafalar değişmedikçe sorun çözülmüyor.
Yalnızca ormanlarımız mı, denizlerimiz de çevre kirliliğinden nasibini alıyor. Teknelerin denize bıraktıkları atıklar da ayrı bir sorun. Denizde yüzerken her an bir plastik şişe kafanıza çarpabilir, bir naylon parçası ağzınıza girebilir, hiç umulmadık bir cisme rastlayabilirsiniz.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Bir Yozgat gazetesinde Fethiye ile ilgili böylesine bir yazının ne anlamı var?” Ben bu tür bir yaklaşıma katılmıyorum. Acaba Yozgat’ın mesire yerlerinde benzer durumlara rastlanılmıyor mu?.. Ortaya koyduğum durum ülkemizin genel sorunu. Kimse alınıp gücenmesin, temizlik konusunda ne yazık ki duyarsız bir toplumuz. Çevre koruma bilincinden yoksunuz.
Unutmayalım ki, “Havayı, suyu, doğal yaşamı koruma çabalarımız, aslında kendimizi koruma çabalarımızdır.”
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ