AZİZ NESİNLİK BİR DURUM

Siz siz olun; sakın ehliyetinizi, ruhsatınızı, özellikle de nüfus cüzdanınızı yitirmeyin. Yoksa bürokratik işlemlerin anlamsızlığı ve zorlukları karşısında ne yapacağınızı şaşırırsınız. “Durup dururken bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz.

Yaz tatilimi geçirdiğim Fethiye’de ilginç bir olay yaşadım. Bir akşam üstü deniz kıyısından dönerken yol üstünde bir markete uğradım. Alışveriş yaptıktan sonra arabama binip oradan uzaklaştım. Ertesi gün, içinde her tür belgenin bulunduğu askılı çantamın ortalarda olmadığını fark ettim. İster istemez telaşa kapıldım. Hemen markete gittim. Çünkü markete girerken çantam elimdeydi. Marketten sonra da doğrudan eve gitmiştim. Market sahibinden kamera kayıtlarına bakmasını rica ettim. Birlikte baktık. Çantam elimdeyken ayrılmışım oradan. Anlaşılır gibi değil! Çanta elimde aracıma biniyorum, doğrudan eve gidiyorum; ama çantam ortada yok! Evi yeniden didik didik aradım. Yok, yok, yok! Çanta buharlaştı sanki.

Çantayı bulma umudumu yitirmiştim artık. Hemen kredi kartlarımı kapattırdım. Sonra merkez karakoluna gidip kayıp bildiriminde bulundum. Ardından da soluğu Fethiye Nüfus Müdürlüğünde aldım. Yetkili kişiye yaşadığım durumu anlatıp yeni kimlik talebinde bulundum. Ne olur ne olmaz düşüncesiyle eşimi de yanımda getirmiştim. Yetkili kişi, “Beyefendi, eşinizin yanı sıra 18 yaşını tamamlamış bir çocuğunuz ya da kardeşiniz de tanıklık edecek. Ancak bu durumda size yeni bir kimlik verebiliriz.” dedi. Bana garip geldi, ama yapacak bir şey yok. “Tamam.” deyip ayrıldım oradan. Sonra, “Bir de nüfus müdürüne, en yetkili kişiye başvurup bilgi alayım.” diye düşündüm içimden. Yeniden döndüm nüfus müdürlüğüne. Müdür beyin odasına girdim. Durumumu anlattım. Müdür, hafif bir gülümsemeyle, “Size verilen bilgi doğru. Eşinizin tanıklığı tek başına yetmez.” dedi. “Ben de ,”Peki ya benim 18 yaşını doldurmuş çocuğum ya da kardeşim olmazsa ne olacak?” dedim. Müdür, “ O zaman karakola bildirimde bulunup tahkikat yaptırma yoluyla yeni kimliğinizi alabilirsiniz. Ama bu en az dört ay sürer.” diye yanıtladı sorumu. Şaşkın ve çaresiz oradan da ayrıldım.

Düşündüm kendi kendime. “Bu nasıl bir sistemdir? Kimliğimi yitiriyorum. Eşim yanımda, kimliği de var. Sistemde nüfus kaydımız görülüyor. Gelin görün ki ben yeni kimlik çıkartamıyorum. Kısacası şu an kimliksizim. Allah’tan ki 18 yaşını geçmiş çocuğum var ve yine Allah’tan ki on beş gün sonra tatil için yanıma gelecek. İyi, güzel de ben bu on beş gün içinde kendimi kanıtlayamadığım için ehliyetimi, ruhsatımı yenileyemiyorum. Üstüne üstlük yeni gönderilen ancak henüz bankaya ulaşmamış olan kredi kartlarımı alamıyorum. Çünkü banka yetkilileri, benim ben olduğumu kanıtlayacak her türlü bilgiye sahip olmama karşın resimli nüfus kayıt belgesi olmadığı için kartlarımı veremeyeceklerini söylüyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Telefon bankacığı ile bana birtakım kişisel bilgilerimi sorup ona göre her türlü isteğimi yetine getiren bankalar, yüz yüze aynı bilgileri kabul etmiyorlar. Anlaşılır gibi değil! Peki, bir de tahkikatlık durum olsa ne yapardım? Dört ay kimliksiz, ehliyetsiz, ruhsatsız, banka kartsız mı sürdürecektim yaşamımı? Böyle bir hantal bürokrasi olur mu?

Ne yapalım? Başa gelen çekilir, diyerek oğlumun Ankara’dan Fethiye’ye gelme tarihini beklemeye başladım.

Aradan bir gün geçti. Biz sağa sola derdimizi anlatıp duruyoruz. Bu ara akşam saat 9’a doğru gelinimiz telefon etti. Bize geçmiş olsun dileğini iletiyordu ki kapımızın zili çaldı. İçim kıpırdadı birden. Bu saatte kapının çalınması bence hoş bir haber olabilirdi. Çünkü öyle sık görüştüğümüz konu komşumuz yoktu.

Kapıyı kimin çaldığını öğrenmek için balkona çıktım. Hava kararmak üzereydi artık. Yan komşumuz elinde askılı bir çantayla, “Komşu, bu çanta sizin mi?” diye sordu. Dünyalar benim oldu o an. Nasıl anlatayım sevinci mi bilmem ki?... Hani küme düşme hattında bir takımsınız. Son maçınıza çıkıyorsunuz. Kazanırsanız kümede kalıyor, yenilirseniz küme düşüyorsunuz. İşte son maçı kazanıp kümede kalan bir takım oyuncusu gibiydim. Komşunun sorusunu duyup elinde çantamı görünce sevinçten havalara uçtum. Komşum için ettiğim duaların haddi hesabı yok. Teşekkür üstüne teşekkür… Ne desem ne yapsam az!

Komşum çantamı arabamın üstünde bulmuş. Belli ki arabanın örtüsünü örttükten sonra çantayı üstünde unutmuşum. Akıl işte!...

Sözün kısası kapattırdığım kartlar dışında bir sorunum kalmadı artık. Bir daha ehliyet, ruhsat, özellikle de nüfus cüzdanı yitirmek mi? Tövbeler olsun!...

Siz siz olun; bir daha söylüyorum bu ülkede sakın resmi belgelerinizi yitirmeyin. Yoksa dokuz doğurursunuz. Ruh sağlığınızı yitirir, tımarhaneye düşersiniz. Benden söylemesi…

07.07.2017
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ