Geldi geçti seçim

Veyis Örnek’in bir alan araştırması çalışmasında rastlamıştım.
Erzurum’da üç tane yan yana duran mezar taşı…

Birincisinde şu satırlar var:

“Bu dünyada benim ekmeğimi yemeyen kalmadı.”
İkincisinde:

“Bu dünyada benim çayımı içmeyen kalmadı.”
Üçüncü mezar taşında ise:

“İnanmayın bu dürzülere. Biri fırıncıydı, biri kahveciydi.”
¨ ¨ ¨
Özetle mezar taşları her şeye şahit.

Kimse hakaret olarak algılamasın. Üstüne de almasın. Bu bir halk bilimi.
¨ ¨ ¨
Geldi geçti bir seçim daha.

Klasik olarak hep alışığız ya! “Değişen bir şey olmayacak.” Bunu oy veren de söyler vermeyen de.
Öyle de olur. Seçilen arkasına dönmez artık. Hele bu yer Yozgat’sa?

Ben ne kriter yapmaktan anlarım, ne siyasetten ne de “Şöyle olsaydı böyle olsaydı” dan. Ne de eğip büküp satırlarca çizik atarak fındığın içini doldurmayacak kadar yazı yazmaktan. Af edersiniz odun gibiyimdir.

Ancak temennim Yozgat’a bir şeyler olması.

Yozgat ve Yozgatlı değişsin artık.

Dileriz bu vekiller bunu yaparlar. Hep birlikte Yozgat’ı masaya yatırırlar. Etrafında dönen menfaatçilerden uzak durup ayrım yapmadan herkesi kucaklarlar.

Yozgatlılar bir araya geliyor. Gelmiyor değil. Yalnız bir plan ve program çerçevesinde yapılmadığı için kısır kalıyor. Bir fizibilite yok, etüt yok.

Oysa sesi çıkmayan o kadar kabiliyetli hemşerilerimiz var ki…

İlk iş olarak gerek kamu kurumlarında gerekse özel sektördeki maharetli kişiler tespit edilip bir toplantıda fikirleri ve düşünceleri alınmalı. Kim ne yapar, yapabilir sorulmalı. Bu düşünceler ışığında bir proje hazırlanmalı.

İlçe ilçe, köy köy temsilciler seçilerek idari yetkililerle birlikte vekiller bir çalışmanın içerisine hemen girmelidir.

Yoksa, yukarıdaki mezar kitabesini hatırlatmakta fayda mülahaza olunur.

OKUR YORUMLARI
ABDÜLKADİR ÇAPANOĞLU
22.07.2011 12:18:00

Değerli Habil Beyciğim.Önce yazınızdaki fırıncı ve çaycı mezar taşlarını bir gün lazım olur diyerek kopyalarak dosyama koydum.Günümüzde de yüzlercesi bulunan sahtekar öğünmecileri anlatan güzel bir halk güüldürmecesi.Yozgatın içinde bulunduğu kış uykusundan uyandırılmasına gelince.Ben 1965 yılında merkezi İstanbul Taksimde buluna bir firmada çalıştım.O yıllarda hem hukuk fakültesinde okuyor hemde çalışıyordum.Bu firma elinde sermayesi olan ve üst tarafını banka kredisi ile tamamlamak isteyen ama hangi konuda yatırım yapacağını bilemeyen iş adamlarına yardımcı oluyordu.Bu firma önce bölgelere göre nerede hangi iş kolunda fabrika kurulmasının rantabl olcağını araştırıyor sonra o yöre için Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının o yöre için o konuya kredi verip vermeyeceğini tesbit ediyordu.Mesela un fabrikası açmak isteyen sermayedara orada un fabrikasına kredi verilmediğini ama tuğla fabrikası kurmak isterse bankanın bu konuda kredi verebileceğini bildiriyorlardı.Sermayedar razı olduğu takdirde bu konuda fizibilite çalışmalarını yapıpıp eğer istenirse o fabrikayı anahtar teslimi yapıp teslim ediyorlardı.Bu yıllarda bu şekilde yapılan bir kısım fabrikalar hâlâ hatırımdadır.Çünkü o işlerde cüzi de olsa benimde emeğim var.İşte Yozgat zenginleri de ya şahsen yada ortklıklar kurarak bu tür firmalara böyle araştırmalar yaptırarak gerek coğrafi konumu gerekse yeraltı zenginlikleri veya deniz ve demir yollarına yakınlığını araştırarak Yozgatta ne biçim bir yatırım yapmanın rantabl olacağını tesbit ettirebilirler.Yeterki Sürur beyin buyurduğu gibi incir çekirdeğini doldurmayan dedikodulardan kendilerini kurtarsınlar.İstanbuldan Selam ve Saygılar.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ