Gazetecilik mesleği kadar, cesaret, fedakarlık, çile, hoş görü ve azim isteyen başka meslek dalı düşünemiyorum.

Bunlara sorumluluk, ülke ve millet sevgisini ekleyelim. Bir şey daha eklemek gerek: Saygınlık yaratmak.

Saygınlık yaratmak en zoru. Gazetende doğru haber, özel haber, tarafsız yorum yayınlayacaksınız. İnandırıcı olacaksınız. Halkı kışkırtmayacaksınız. Haberin içinde yer alıp, yönlendirmeyeceksiniz. Elinizdeki gücü bir mitralyoz olarak kullanmayacaksınız. Tehdit ve şantaj gibi insanlık dışı yollara başvurmayacaksınız. Dürüstlükten taviz vermeyeceksiniz. Başınız dik, alnınız açık olacak.       Muhabir olarak tanıdığım, Hürriyet Haber Ajansının 18 yıl Yozgat temsilciğini yapan Osman Hakan Kiracı'yı buluşumu dün gibi hatırlıyorum. Aradan 30 yıl geçmiş.

      Yozgat'ta otobüsten inip tarif edilen adresteki yerel gazetesine girdiğim anda kanım ısınmıştı. 1974-1987 yılları arasında temsilciliğini yaptığım Hürriyet Haber Ajansı, haber trafiğinde Kiracı'nın tek bir haberinin yanlışlığından kuşkulanmadım. Gazetecilik ilkelerine bağlı, doğruyu ararken ince eleyip sık dokuyan nadir muhabirlerimizden biri oldu kendisi.

      Ulusal gazetecilik yanında yerel gazeteciliğin inceliklerini kavrayan, bölge toplantılarında Hürriyetin yeni hamleleri için değişik öneriler getiren gazetecilerin başında geliyordu her zaman.

      Keşke kendisini kandırabilseydim. Çok sevdiği Yozgat'tan koparabilseydim. Belki çok önemli yerlere sıçramış olacaktı Kiracı.

      İyi bir kalemin her ulusal gazetede başarılı olabileceğini rahatlıkla kanıtlayabilirdi. Ama memleket sevgisi, Yozgat tutkusu baskın çıktı.

      Belki, 30 yıl gibi bir süre içerisinde ulusal gazetelerde aynı saygınlık çizgisini tutturamazdı, Büyük gazetelerin dev dişlileri arasında inandığı ilke ve dürüstlüğünden taviz vermeyeceği için hırpalanabilirdi. Yozgat'ta edindiği saygınlığa ulaşamazdı. Ama kesin kez nice büyük başarılara imzasını atardı. Bundan eminim.

      En iyisini yaptığını bilemem ama, gazete sahibi ve gazeteci-yazar olarak 30 yıldır çıkardığı yayın organında bir tek yalan habere yer verilmemiş olmanın gönül rahatlığı, herkesin kazanamayacağı saygınlığını getirdi Kiracı'ya.. Çocuklarına bırakabileceği sayılı ve saygın olmak gibi en güzel serveti elleriyle, yüreğiyle, dürüstlüğü ile hazırladı.

      Nice 30 yıllara Kiracı...

      Nice Mutlu yıllara...

      Bu müthiş keyifli 30 yıl kutlamanda, orada olamamanın burukluğunu anlatmak zor.

      Zor işleri birlikte başardık, başardın Kiracı. Ne mutlu bana ki sen ve senin gibi arkadaşlarım, meslekdaşlarım var.

Bundan daha fazlasını istemeye hakkımız olabilir mi?

( S.Bayar / HHA Ankara eski temsilcisi)